Çocuklarda ortaya çıkan alt ve üst solunum yollarının tedavileri, hastalığa göre farklılık gösteriyor. Enfeksiyona uygun tedavinin uygulanabilmesi için tanının en doğru şekilde konulması gerekiyor. Her solunum yolu enfeksiyonunda antibiyotik tedavisinin uygulanmayacağının da bilinmesi önem taşıyor. Gereksiz antibiyotik tedavisi bir yandan çeşitli yan etkilere neden olurken, diğer yandan da tüm dünya için önemli bir tehdit unsuru olan antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine neden olabiliyor. Bu sebeple, çocuklarda görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarında tüm ilaç tedavilerinde olduğu gibi antibiyotik kullanımında da “akılcı ilaç kullanımı” ilkelerine uyulması gerekiyor. Yani doğru tanı sonrası doğru antibiyotiğin, uygun yoldan, etkin dozda, uygun doz aralığında ve süreyle verilmesi gerekiyor.
Doç. Dr. Nisa Eda Çullas İlarslan, viral hastalıklarda antibiyotik tedavisi uygulanmadığını söyledi.
Çocukluk çağında görülen farenjit, grip, bronşiyolit, bademcik iltihabı, orta kulak iltihabı ve zatürre gibi solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde tanı büyük önem taşır. Doğru tanının konulması, tedavinin de doğru bir şekilde uygulanmasına olanak sağlar. Özellikle orta kulak iltihabı, akut bakteriyel sinüzit ve beta enfeksiyonuna (A grubu beta hemolitik streptekok) bağlı tonsilit/farenjit söz konusu olduğunda antibiyotik tedavisi uygulanır. Ayrıca zatürre mevcutsa ve bakteriyel etken olduğu düşünülüyorsa da yine antibiyotik tedavisi önerilir. Bu durumlar haricindeki solonum yolu enfeksiyonları viral etkenlerle oluşmaktadır ve viral hastalıklarda antibiyotik kullanımının yeri yoktur. Bu sebeple doktor tarafından reçete edilmedikçe antibiyotik kullanımı uygun değildir.
Doç. Dr. Nisa Eda Çullas İlarslan, gereksiz antibiyotik kullanımının olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Gereksiz antibiyotik kullanımı; hastanın ilaç yan etkileri nedeniyle zarar görmesine, tedavi maliyetinin artmasına ve tüm dünya için önemli bir tehdit unsuru olan antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine neden olur. Bu yüzden, tüm ilaç tedavilerinde olduğu gibi, antibiyotik kullanımında da “akılcı ilaç kullanımı” ilkelerine uyulması önemlidir. Akılcı antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik, uygun yoldan, etkin dozda, uygun doz aralığında ve süreyle verilir.
Doç. Dr. İlarslan, antibiyotik kullanımında yaş sınırı gözetilmediğini açıkladı.
Antibiyotikler için yaş sınırı yoktur ve yenidoğan döneminden itibaren kullanılmaktadır. Bununla birlikte bazı antibiyotiklerin belirli bir yaşın altında kullanılması uygun değildir. Hekim; bakteriyel etken düşündüğü durumlarda yaş, enfeksiyonun tipi, mevsim ve altta yatan hastalık gibi faktörleri gözeterek uygun antibiyotik tedavisini planlar. Kültür üremesinin saptanması ise tedavinin etkene yönelik olarak yönlendirilmesine imkan tanır.
İlarslan, doğru kullanım ile antibiyotik direncinin azaltılabildiğini vurguladı.
Belirli bir antibiyotiğe karşı direnç, söz konusu antibiyotiğin uygun tedavi dozunda bakterileri öldüremediği ve çoğalmalarına neden olamadığı anlamına gelmektedir. Bu durum mevcut enfeksiyonun tedavi edilememesine neden olmaktadır. Antibiyotik direnci önemi giderek artan bir küresel sağlık sorunudur. Güncel bir OECD raporunda ülkemizde sistemik antibiyotik reçetesi oranı %31 iken aynı oran birçok Avrupa ülkesinde %10-20 arasında bildirilmiştir. Yakın zamanlı bir uluslararası değerlendirmeye göre, Türkiye’nin hastane enfeksiyonları yönünden antibiyotik direnci en yüksek OECD ülkesi olduğu bildirilmiştir.
Antibiyotik direncini azaltmak için oluşturulmuş çeşitli uluslararası ve ulusal düzenlemelere uyulması çok önemlidir. Hastalar açısından ise el yıkama, doktor tarafından reçete edilmeyen antibiyotiği kullanmamak, evde antibiyotik bulundurmamak, reçete edilen antibiyotiği önerildiği süre ve doz aralığında kullanmak, enfeksiyon hastalıklarına karşı gerekli olan aşıları yaptırmak antibiyotik direncini azaltacak önlemlerdir.
Doç. Dr. Nisa Eda Çullas İlarslan Antibiyotik kullanırken şunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi:
Antibiyotik kullanırken doktor reçetesi ve önerilerine uyulması gerekir.
Çocuğunuzda mevcut bazı hastalıklar ve kullanmakta olduğu ilaçlar, doktorunuzun antibiyotik seçimini ve tedavinin etkinliğini etkileyebilir. Bu nedenle doktorunuza bu konuda gerekli bilgilendirmeyi yapın.
Eczaneden verilen antibiyotiğin doktorun reçete ettiği form ve içerikte olduğu kontrol edilmelidir. Son kullanma tarihini de kontrol edin.
Antibiyotiğin önerilen miktarda, doz aralığında ve süreyle kullanılması gerekir.
Antibiyotiğin saklanma koşullarına dikkat edilmelidir.
Çocuğun yakınmalarının azalması ile birlikte antibiyotik önerilen süreden erken kesilmemelidir. Bu durum enfeksiyonların tam olarak tedavi edilememesi ile sonuçlanabilir.
Tedavinin erken kesilmemesi kadar doz atlanmamasına da dikkat edilmelidir. Bu durum örneğin beta enfeksiyonuna bağlı tonsillofarenjit gibi tablolarda, özellikle kalp ve böbrekler ile ilgili önemli komplikasyonların görülmesine neden olabilir.