ÇİN’in ABD Büyükelçiliği skandal bir paylaşıma imza attı, resmi twitter hesaplarından paylaşılan haberde adeta işkence kamplarının insanları bilhassa kadınları özgürleştirdiğini, bu özgürleşme ile doğum oranının azaldığını ve böylece Uygur kadınların daha özgür bireyler haline geldikleri iddia edildi.
ÇİN Büyükelçiği resmi ÇİN ajanslarında haber olan bir raporu yayınladı, rapor kadar bunun ABD Büyükelçiliği resmi organlarınca yayılması da tepki çekti!
Bir çok takipçi tepki gösterdi!
Bir takipçi:
”Aklımı mı kaybediyorum yoksa bir ülkenin resmi hükümet hesabı, insanları toplama kamplarına kilitlemenin eğlenceli ve faydalı, zorla kısırlaştırmanın da akıl sağlığı için yararları hakkında tweet mi atıyor?”
Şeklinde tepki gösterirken yoğun destek aldı.
Am I losing my mind or is a country’s official government account tweeting about the jolly perks of locking humans in concentration camps and the lovely mental health benefits of forced sterilization?
— Nika Jabiyeva (@NikaJabi) January 7, 2021
İşte o rapor ve paylaşım:
https://twitter.com/ChineseEmbinUS/status/1347247602094534658?s=20
Paylaşılan rapor ise şu şekilde:
”Aşırılığın ortadan kaldırılması Sincan kadınlarına daha fazla özerklik kazandırdı”
Perşembe günü yayınlanan bir rapora göre, 2018 yılında Sincan Uygur özerk bölgesinde doğum oranındaki ve doğal nüfus artış oranındaki düşüşün, dini aşırılığın ortadan kaldırılmasından kaynaklandığı belirtildi.
ÇİN’in Sincan Kalkınma Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan Sincan’daki nüfus değişikliği raporu, aşırılığın insanları aile planlamasına direnmeye teşvik ettiğini ve ortadan kaldırılmasının Uygur kadınlarına çocuk sahibi olup olmayacaklarına karar verirken daha fazla özerklik verdiğini söyledi.
Bazı Batılı bilim adamları ve politikacıların defalarca iddia ettiği gibi, değişikliklerin Uygur nüfusunun “zorla kısırlaştırılmasından” kaynaklanmadığını söyledi.
Geçen yıl yayınlanan bir araştırma raporunda, Alman bilim adamı Adrian Zenz, 2018’de Güney Sincan’da doğal nüfus artış hızında önemli bir düşüş olduğunu söyledi ve Çin’in Uygur nüfusunun büyüklüğünü kontrol etmeye çalıştığını kanıtladığını iddia etti.
Araştırma merkezinin raporunda, dini aşırılığın yaygınlaşmasının, Kaşgar ve Hotan illeri de dahil olmak üzere güney Sincan’da aile planlama politikasını uygulamayı özellikle zorlaştırdığını belirtti. Bu, bazı aşırılık yanlılarının yerel halkı aile planlaması politikasına direnmeye teşvik etmesiyle bu bölgelerde hızlı nüfus artışına yol açtı, bu da erken evlilik ve büyük eşlilik ve sık plansız doğumların yaygınlaşmasına neden oldu.
”Aşırıcılığı ortadan kaldırma sürecinde, Uygur kadınlarının zihinleri özgürleştirildi ve cinsiyet eşitliği ve üreme sağlığı teşvik edilerek artık bebek yapma makineleri haline getirilmedi. Kadınlar o zamandan beri sağlıklı, kendine güvenen ve bağımsız olmak için çabalıyorlar.”
Raporda, bölgede yasaya uygun olarak aile planlaması politikalarının tam olarak uygulandığı belirtildi.
Sincan 2017’de Nüfus ve Aile Planlaması Yönetmeliğini revize ederek, tüm etnik grupların kentsel alanlardaki çiftlerin iki, kırsal alanlardaki çiftlerin ise üç çocuk sahibi olmasına izin veren birleşik bir aile planlaması politikası uygulaması gerektiğini şart koştu.
Araştırma merkezinin raporu, güvenli, etkili ve uygun doğum kontrol önlemlerinin artık Sincan’da doğurganlık çağındaki çiftler için mevcut olduğunu ve tüp ligasyonu ve intrauterin cihazların yerleştirilmesini içeren bu önlemlerin kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin kişisel kararlarının tamamen saygı gördüğünü söyledi. Sonuç olarak, Sincan’da doğum oranı 2017’de yüzde 1,6’dan 2018’de yüzde 1’e düştü ve doğal nüfus artış hızı yüzde 1,1’den yüzde 0,6’ya düştü.
Uygur nüfusu 2010’da 10,2 milyondan 2018’de yüzde 25’in üzerinde bir artışla 12,7 milyona yükselirken, bölgedeki Han nüfusu aynı dönemde sadece yüzde 2 artarak 9 milyona çıktı.
Rapor, Güney Sincan’da giderek artan sayıda insanın, daha az ama daha iyi doğumların faydalarını görerek, daha sonra evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya karar verdiğini ve değişikliğin hükümet politikasından çok kişisel tercihlerden kaynaklandığını söyledi.
ÇİN Büyükelçiliği, Raporu Bu Not İle Paylaştı:
”Çalışma, aşırıcılığın ortadan kaldırılması sürecinde, Sincan’daki Uygur kadınlarının zihinlerinin özgürleştiğini, cinsiyet eşitliği ve üreme sağlığının desteklenmesi onların artık bebek yapma makineleri haline getirilmediğini gösteriyor. Daha kendinden emin ve bağımsızdırlar.”
