Çin’in Inan eyaletinde yerel otoritelerin, yabancı gazetecileri, uluslararası öğrencileri ve göçmen kadınları teşhis edip bireysel görüntülerini arşivleyen yüz tanıma teknolojisi yazılımı sipariş ettiği ileri sürüldü.
Video izleme teknolojilerini inceleyen ABD’li araştırma şirketi IPVM’in yayımladığı habere göre, Inan Kamu Güvenliği Bürosu, 29 Temmuz’da yayımladığı kamu ihale duyurusunda, yabancı gazetecileri ve diğer “endişe verici kişileri” tespit edip sınıflandırmayı sağlayacak bir yazılım geliştirilmesi için şirketlere çağrı yaptı.
190 sayfalık ihale belgesinde, sistemin eyaletteki yüz tanıma teknolojisine sahip güvenlik kameraları ağındaki verileri, ulusal veri tabanlarındaki bilgilerle eşleştirerek “endişe verici kişi” olarak tanımlanan bireyleri tespit etmesi ve güvenlik güçlerine söz konusu kişiler hakkında anlık bilgi sağlaması istendi.
İhale duyurusunun, Çin yönetiminin temmuzda eyalette yaşanan selleri haberleştiren yabancı yayın organlarına eleştiriler yöneltmesinin hemen ardından yapılması dikkati çekti.
Çin Yabancı Muhabirler Kulübü, Inan’daki selleri haberleştiren basın mensuplarına yönelik eleştirilerle ilgili yayımladığı açıklamada, “Çin Komünist Partisi ile bağlantılı organizasyonların bu konudaki söylemi, Çin’deki yabancı gazetecilerin can güvenliğini tehlikeye atmakta ve serbest haberciliğe ket vurmaktadır.” ifadesini kullanmıştı.
“Gazetecileri trafik ışığı renklerine göre kategorize eden tanımlamalar”
Gazetecilerin 3 düzeyde sınıflanacağının belirtildiği belgede, “Kırımızı’ ile işaretlenen kişiler ana endişe kaynağı. ‘Sarı’ ile işaretlenen ikinci düzey, genel endişe kaynağı kişiler. ‘Yeşil’ ile işaretlenen üçüncü düzey ise zararlı olmayan gazeteciler.” değerlendirmesi yer aldı.
“Kırmızı” veya “sarı” renkle sınıflandırılan bir gazeteci, eyalete gelmek üzere bilet ayırttığında sistemin otoritelere uyarı göndermesi talep edildi.
Bu arada “kırmızı” renkle sınıflandırılan gazetecilere ne yapılması gerektiğine ilişkin tanımda, Çincede “cezalandırma, icabına bakma” anlamına gelen, fiziksel müdahale iması içeren bir tanıma yer verilmesi dikkati çekti.
“Uluslararası öğrencilerin sınıflaması ve takibi”
Belgede, sistemin, uluslararası öğrencileri de gazetecilere benzer şekilde sınıflandırarak takip etmesi istendiği ileri sürüldü.
Belgede yabancı öğrencilerin derslere katılımı, sınav sonuçları, kilit ülkelerden gelip gelmediği ve okul disiplinine uyumu bakımından 3 risk grubuna ayrılacağı, “mükemmel yabancı öğrenciler”, “genel personel” ve “istikrarsız personel” başlıkları altında değerlendirmeye tabi tutulacağı belirtildi.
Okulların, otoriteleri, öğrencilerin durumuna ilişkin bilgilendireceği, “endişe verici” öğrencilerin takibe alınacağı kaydedildi.
Belgede, Ulusal Halk Kongresi toplantılarının düzenlendiği tarihler gibi siyasi olarak hassas zamanlarda bir “savaş durumu alarmının” devreye girmesi ve “endişe verici öğrencilerin” cep telefonlarının takibe alınması gerektiği vurgulandı.
“Mahsur kalmış” kadınlar
Belge, “mahsur kalmış kadınlar” olarak tarif edilen, Çinli olmayan göçmen kadınların da takip edilmesi istendi.
Sistemin, takip edilecek kişilere ait cep telefonu kayıtları, sosyal medya mesajları ve yazışmaları, varsa kullandığı araca dair detaylar, otel konaklamaları, seyahat biletleri, sahip olduğu varlıklar ve tüm veri tabanlarındaki fotoğraflarını toplaması ve derlemesi talep edildi.
İhalenin 17 Eylül’de Çinli Neusoft şirketine verildiği, şirketin sistemi 2 ayda kullanıma hazır hale getirmeyi taahhüt ettiği bildirildi.
Inan Kamu Güvenliği Bürosu, konuyla ilgili açıklama yapmazken, sistemin halen kullanılıp kullanılmadığı bilinmiyor.