Çarşaflı kadınlara hakaret davasının sanığı hakim karşısında
Sanık Emel Cansever: “Bu konuşmalar aramızda geçmiştir. Ben, genç kız, öğrenci oldukları için çarşaf kıyafeti giymelerinin yasak olduğunu zannettiğim için söylemiştim”
Mahkeme, cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için sanığın 3 haftadan az olmamak üzere bir sağlık kurulunda gözetim altında tutulmasına ve sağlık raporu alınmasına karar verdi
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yürüyen çarşaflı iki kadına yönelik sarf ettiği sözlerle “alenen hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlarını işlediği gerekçesiyle hakkında 6,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan sanık Emel Cansever, hakim karşısına çıktı.
İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya, sanık Emel Cansever avukatıyla katıldı. Müştekiler S.B. ve Ö.B. ile 16 yaşındaki mağdur-müşteki A.H. de duruşmada hazır bulundu.
İddianame kabul kararı okunmasının ardından savunma yapan sanık Emel Cansever, suçu kabul etmediğini belirterek, şunları söyledi:
“Müştekileri görünce ‘Turistler geldi.’ diye çok sevindim. Türkçe konuştuklarını görünce öğrenci olduklarını düşündüm. Onlara, ‘Türk müsünüz?’ diye sordum, ‘Evet Türk’üz.’ dediler. ‘Neden bu kıyafeti tercih ediyorsunuz?’ diye sordum. Ben 80 yaşındayım. İhtiyarlıktan olsa gerek torunum yaşındaki gençlere böyle şeyler söylerim. Çıplak gibi giyinmiş kişilere de benzer şeyleri söylerim. Bir yandan konuşuyorduk bin yandan onlar önde ben arkada yürüyorduk. Polis noktasına gelince müştekiler benden şikayetçi olduklarını polise söyledi. Polis de tutanak tuttu. Ben müştekilere iddianamede okuduğunuz sözleri söylemedim. Beraatime karar verilsin.”
CD çözümleme tutanağındaki yazılar okunup bunları söyleyip söylemediği sorulan sanık Cansever, “Bu konuşmalar aramızda geçmiştir. Ben, genç kız, öğrenci oldukları için çarşaf kıyafeti giymelerinin yasak olduğunu zannettiğim için söylemiştim. O zaman tansiyonum da düşmüştü.” dedi.
Sanık ayrıca, “Bu olaydan sonra benim hakkımda bütün medyada, internette olumsuz şeyler yazıldı, söylendi. Bunun etkisiyle psikolojik tedavi görmeye, ağır ilaçlar kullanmaya başladım.” ifadelerini kullandı.
Beyanı sorulan müşteki-mağdur A.H. ise ablası ve komşusu olan diğer müştekiyle yolda giderken karşılarından gelen sanığın kendilerine yaklaştığını ve “Bakar mısınız, Türk müsünüz?” diye sorduğunu belirterek, “Evet dedim. Biz yürümeye devam ederken sanık da arkamızdan gelmeye başladı. Tedirgin oldum. Sonra gelip önümüzde durdu, bize, ‘Pis Araplar camiye gidin, burada çarşaf giymek yasak.’ diyerek söylendi. Polisin olduğu yere gelmiştik, biz de polise şikayet ettik. Şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum.” diye konuştu.
Dinlenilen diğer müştekiler de benzer ifadelerle sanığın kendilerine iddianamede belirtilen sözleri söylediğini anlatarak, şikayetçi olduklarını kaydetti.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, suçtan zarar görme olasılığına binaen müştekilerin müdahilliğine hükmetti.
Sanığın psikolojik tedavi görüp ağır ilaçlar kullandığını beyan etmesi nedeniyle üzerine atılı suçlar yönünden cezai ehliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirten mahkeme, sanığın 3 haftayı geçmeyecek şekilde gözlem altında tutulmak suretiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmesine ve sağlık kurulu raporu alınmasına karar verdi.
Duruşma ertelendi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, müştekiler Ö.B. ve S.B.’nin 13 Mart’ta İstiklal Caddesi’nde gezerken sanık Emel Cansever tarafından bir süre takip edildikleri belirtiliyor.
Bir süre sonra müştekilerin yanına gelen sanığın “Türk müsünüz, Arap mısınız? Bu ülkede kara çarşaf yasak, sizi burada kabul etmiyoruz, siz gericisiniz, ben Atatürk’ün son nesliyim, gidin namaz vakti namazınızı kılın, pis Araplar.” şeklinde söylemlerde bulunduğu aktarılan iddianamede, bunun üzerine Emel Cansever hakkında soruşturma başlatıldığı anlatılıyor.
İddianamede, sanık Emel Cansever’in, “birden çok kez alenen hakaret” suçundan 4 ay 22 günden 3 yıl 6 aya ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar olmak üzere 1 yıl 4 ay 22 günden 6 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
