Barzani’ye Devlet Töreni Yapıp PYD’yi Düşman Görmek!

Bölgemiz kan gölü! Yüzyıllık hesaplar ete kemiğe büründürülürken, nihai hedef Türkiye ciddi savrulmaların cenderesinde çırpınıyor. Ardı ardına yaşanan çöküşler ülkemizi yalnız ve çaresiz bırakırken, yazboz tahtasına dönüşen kırmızıçizgilerde “PYD düşmanlığı ve karşıtlığı”  öne çıkarılıyor. Bu son durum, gelişmeler dikkate alındığında, niyet, samimiyet ve amaç konusunda çok ciddi soru işaretleri gizlenemez boyutlarda…

***

Coğrafyamızda yeni paylaşımların masaya yatırıldığı,  yeni sınırlar ve oluşumların kanla çizilip, milyonlarca insanın vahşice katledildiği projeler, Türkiye- Irak-Suriye-İran’dan koparılacak toprak parçaları üzerine kurulacak Büyük Kürdistan üzerinden şekillendirilmekte… Atılan her adımın bu kahpe hesap doğrultusunda değerlendirilmesi kaçınılmaz gerçeğimizdir.

Bugün; Türkiye PKK terörüyle uzun yıllardır vurulup sınanmakta, İran keza ayrıştırıcı etkilere maruz bırakılmakta, Irak’ın kuzeyi Barzani hegemonyasında otonom yapıya ulaşmış, Suriye ise PKK uzantısı PYD’nin, Irak’taki oluşumu Akdeniz’e bağlayacak sosis koridor devleti oluşturma dayatmalarının sıcaklığını yaşıyoruz.

İşte bu şartlarda Türkiye’nin, Suriye’de PYD’nin ilerlemesine karşı çıkması son derece doğru ve hayati görünürken gelişmeler başka hesaplar peşinde koşulduğunu gösterir durumda.

Temel konu; En başta Türkiye’yi hedef alan Kürdistan projesinin, Barzani önderliği ve önceliğiyle oluşturulduğu açıkken, Peşmerge oluşumunun ülkemiz imkân ve kabiliyetleri ile kurulup, kollanması hangi akla hizmet etmektedir.

Gelinen noktada Barzani, “Kürtlerin bağımsız bir devlete sahip olmaları hiç olmadığı kadar yakın” diyebilmekte, devamında “Türkiye karşı çıkmaz, kimseden izinde istemiyoruz” sözleriyle meydan okumaktadır.

Irak’ta Türkmenler neden sistematik bir şekilde sahipsiz, çaresiz bırakılıp, Peşmergelerin idaresi altına itilmektedir.

Ayn al-Arab (Kobani) çatışmalarında Peşmergenin ülkemiz topraklarından PKK tezahüratları eşliğinde, hemde Cumhuriyet Bayramında geçişi ne anlam ifade etmektedir.

Terör örgütü PKK ülkemizde tüm kahpeliğiyle kan dökerken, bir halk hareketi konumuna taşınıp temsil kabiliyeti verilişi mevcut iktidarın gafletle izah edilemeyecek vahim tasarrufudur. Bu minvalde yine Ayn al-Arab çatışmalarına ülkemizden 20 binin üzerinde genç gitmiş, hepsi terör eğitimli olarak dönmüştür.

PYD lideri Salih Müslim’in defalarca ülkemizde ağırlanışı açıktır.

PYD Suriye topraklarında nüfuz alanını hızla genişletirken, bölgenin aktör devletlerinin desteklerini her geçen gün nasıl daha fazla alabilmektedir.

Aslında tüm çelişkileri anlamak için ülkemizin üst makamlarınca verilen mesajlara bakmak kafidir.

PYD ısrarla Esat’a karşı savaşa davet edilmiş, bunu kabul etmediği içinde cezalandırıldığı defalarca ifade edilmiştir.

***

Bugün Türkiye’yi yönetenler;

Yüzyıllık ihanet projelerinin kesişme noktasında, Barzani’ye devlet töreni yapacak kadar tükenmişken, PYD’ye sadece Esat’a düşman olmadığı için düşmanlık edip, ülkemizde terör örgütünü muhatap kılmasıyla temayüz etmektedir.

Bu ‘indirgenmiş devlet aklı,’ bölgeyi dizayn eden üst aklın ancak fon müziği olabilecektir!..

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!