“Aynı dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.”
Hz.Mevlana
***
Türk Milleti tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşıyor. Bir yandan yüzyıllık kesişme noktaları, biryandan kan gölü coğrafyanın merkezinde hesapların kızışması, biryandan akıllara durgunluk verecek kadar alenileşen adaletsizlik, hukuksuzluk, kayırmacılık, çalıp çırpma bu seçimleri çok özel kılmakta.
*
Bu önemli seçime katılan birçok siyasi parti, aynı dili konuşuyor, çoğunlukla aynı mesajı veriyor olabilirler. Ama iki ayrı temel duygu sonucu belirleyecek ağırlıkta. Kimi farklı kalıp ve beklentilerin detay olacağı, verilecek kararın üzerine oturacağı iki ana eksen şimdiden şekillenmiş durumda..
Bunlardan birincisi; ‘Ben ve benim olduğum yer’ duygusunun çerçevesini çizdiği çöküş halidir. Esası detaydan sonraya bırakıp, çürümüş hedefler bataklığına saplanmaktır. ‘Her ne olursa olsun’ ifadesi, bu kesimlerde tüm savrulmalar için son derece geçerli bir dayanak olarak ortadadır.
Kazanılmış konumların kaybedilme tehlikesi korkusunda, baskı ve vaat merkezli karar mekanizmaları yine bu duygu merkezindedir. Etnik düşünce, gurup kimliği, özenti mensubiyetler, din motifli oluşumlar nihai hedefe bu yönleri ile bakmakta, esası detay olarak görmektedirler.
İkincisi; Esasa ram olmaktır. Vatan Millet sevgisi, Allah rızasıdır. İnsan sevgisidir, doğa sevgisidir. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmaktır. Birlik, bütünlük, irilik diriliktir. Adalet anlayışı hakkaniyet duygusudur. Yetim hakkı bilmek, haram helal demektir. Ülke için düşünmek, insanı için çalışmada yarışmaktır. Cumhuriyet değerlerini koruyup kollamak, Türk Milletinin kudret ifade eder şuur yapısını ihya etmektir. İcazet acizliğinin meşrulaşmasına isyan edip, özgür iradesini öne çıkarabilmektir. Bugünü kurtarmak değil yarını inşa etmektir.
*
Bugün bireysel beklenti çeşitliliğinin oluşturduğu çürüme hali tek merkezde birleşip toplanabilmiştir…
Vahim olan bu toplanmanın ciddi bir güç oluşturabilmesidir.
Diğer yanda tüm değerlerimizi esas alan kendinden öte siyaset kurumunun tüm öncelikli hedeflerine sahip çıkan büyük çoğunluk, farklı merkezlerde konumlanmakta,
farkında olmakla birlikte güç oluşturma anlamında gereken irade oluşturulamamaktadır.
Çöküşü husule getirecek duyguları paylaşanlar bir tarafta güç olarak belirleyici olurken, diğer yanda ulvi duyguları paylaşanlar dağılmış durumdadır.
Bir taraf kendi gelecekleri için gerekli duygu anlaşmasını gerçekleştirmişken, bir taraf ülkeleri için taşıdıkları ortak duygularına rağmen henüz güç merkezi oluşturamamıştır.
*
Milliyetçi Hareket Türk Milletinin istikbalini de uhdesinde barındıran tüm tarihi değerlerinin merkezinde oluşu yönüyle, önceliklerini ben değil ülkem olarak belirleyen herkesin yegâne müracaat kapısı olarak çağrıdadır.
Yaşanan zilleti bitirip, tüyü bitmemiş yetim hakkı için aynı duyguda anlaşanlar, aynı merkezde buluşmayı mutlak başarabilmelidir.
Güç; Hakkın Hakkaniyetin, Erdemin olmalıdır!..
