Doktor Takvimi uzmanı Psk. Serhat Özmen, panik bozuklukla ilgili önemli bilgiler verdi.
Türkiye’de her 100 kişiden 4’ünün tedavi gerektirecek düzeyde etkileyen panik bozukluk, kişide aniden başlayan korku ve kaçınma duygusu atağı şeklinde ifade ediliyor. Bazen bu sıkıntı haline kalp, baş ve bağırsaklar gibi bedenin farklı organları da eşlik edebiliyor. Ataklardan önce sakin olan beden, ataktan sonra ise yorgun ve deşarj olmakta zorlanan bezgin bir bedene dönüşüyor. Panik bozukluk ataklarının 1 ila 15 dakika kadar sürebildiğini ve aynı gün içerinde birden fazla kez görülebildiğini söyleyen Psk. Serhat Özmen, “Çoğu panik bozukluk hastası sık sık acile gidiyor, çokça acı çekiyor, yalnızlık duygusu ve her an kendilerine bir şeyler olacak korkusuyla kıvranıyorlar. Bazen panik atak hastalarının yaşadığı duyguları en yakınlarının bile anlaması mümkün olmuyor. Çünkü yoğun, aniden ve nükseder vaziyetler, bedeni bir güvensizlik kuklası haline getiriyor” diyor.
Panik bozukluğun birçok belirtisinin olduğunu aktaran Psk. Serhat Özmen, bu belirtileri şöyle sıralıyor:
“Kişinin baş kısmında oluşan ısınma-soğuma hissi, sersemlik, baş dönmesi, sinirlilik ve yüz kızarması görülebilir. Kişi boğuluyormuş gibi hissedebilir. Titreme, nefes alışverişinde güçlük yaşanabilir. Kişi korkuya ve hatta dehşete kapılabilir, kontrolsüzce davranıp delirecekmiş gibi hissedebilir ve hatta ölüm korkusu yaşayabilir. Bunların yanı sıra midede hazımsızlık veya rahatsızlık hissi, gevşeyememe veya kasılma, uyuşma-karıncalanma, sanki hissizleşmiş organlar, kurşun kalemle vurulan darbe hissi, yorgunluk, bitap düşmek, yabancılaşma, etrafına inandıramama, güvenli yer arama çabaları, etraftaki hastalıklara duyarlılık da panik bozukluğun diğer belirtileri arasında yer alıyor.”
Panik bozukluğun kaygı üreten diğer durumlarla da ilişkili olduğunu belirten Psk. Serhat Özmen, belirsizlik (Panik bozukluğu hem ortaya çıkaran hem de sürdürebilen bir niteliktir), bağların kopuşu, (Önem arz eden biri veya bir şey ile bağların kopma ihtimalinin korkusudur), aşırı eleştiri altında olan iç dünya, rekabette geri kalma korkusu, kötülük görme korkusu, dağılma korkusu, genler, aile içi kaygı modelleri (annenin kaygılı olduğu aile), biyolojik durumlar, tıbbi komplikasyonlar ve travmaların bu hastalığın en önemli nedenleri arasında yer aldığını anlatıyor.
Kişilik özeliklerinin, panik bozukluğa neden olabileceğinin altını çizen Psk. Serhat Özmen, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Kişi, mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahipse bariz bir şekilde kusur, hata, kabahat gibi algılamalarda kendisini topa tutulmuş, eleştiri altında hisseder. Kontrolcü kişilik özelliklerine sahipse hayatın her alanını kontrol altına tutmak ister, bu gerçekleşmeyince vücudundaki kontrolsüzlükle parazitlenir. Ebeveynlere duyulan öfkeler ve bu öfkelerin ifade edilemeyişi bir bastırmaya yol açar. Ruhsal travmalar kişide önemli derecede anksiyete üretir, bu anksiyeteler uyarıcılarla birleştiğinde daha yoğun bir kaygı söz konusu olur. Belirsizlikle işlevsiz baş etme stratejileri de atağın şiddetlenmesine, aynı zamanında hayata yerleşmesinde yol açar.”
Tedavi öncesinde deneyimli bir uzman tarafından kişinin, semptomlarının incelenmesi ve hayat hikayesi alınmasının çok kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Psk. Serhat Özmen, panik bozukluğun tedavisinde terapinin başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.