Atlantik Konseyi’nin bütün bu telkin ve tavsiyeleri, aşama aşama gerçekleştirilecektir. ’Birinci Habur Açılımı’nda bir kısmı devreye sokulan ancak başarısız olan projenin ikincisinin yeniden uygulamaya sokulacağı açıklanmıştır. ABD birincisinden sonuç alamayınca Irak’ta da ’İkinci Körfez Savaşını’ başlatmış ve istediği sonucu almıştı.
Hatırlanacağı üzere AB uyum yasaları bağlamında TMK’nın 8. Maddesi 2003 tarihinde kaldırılmıştı. O madde: “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı gösteri ve yürüyüş” yapmayı suç olarak tanımlıyordu.
TMK’nın bu maddesinde değişiklik yapılması yerine tamamıyla kaldırılmış olması sonuçta bölücü propaganda, Apo posterleri, örgüt bezleri ve sözleri suç olmaktan çıkardı. Bölücülerin her gösteri ve yürüyüşleri sırasında PKK bezlerini ve posterleri serbestçe kullanma imkanına sahip olmaları böylece mümkün oldu.
Atlantik Konseyi’nden David L. Philips’in Türkiye’deki açılımın teorisyeni olarak “Kürt Raporu” nda sunduklarını bir kez daha hatırlatalım:
– “Özerk Kürt Bölgesi kurulması için yasaları ve Anayasa’yı değiştiriniz. Bölünme havası vermemek için, bunu yerinden yönetim, yerel yönetimlerin güçlenmesi adı altında yapınız”.
– Türklüğü “vatandaşlık” olarak tanımlayan Anayasa’nın 66. Maddesini değiştiriniz!
– “Türk Ceza Yasası’nın 216’ncı maddesinde değişiklik yapılarak ’etnik amaçlı tahrik’i suç olmaktan çıkarınız… 217. Maddeyi değiştirerek ’halkı kanunlara uymamaya tahrik’ edenlere verilen cezaların düşürmelisiniz… 220. Maddede düzenlenen ‘silahlı terör örgütü üyelerine verilen cezaları hafifletiniz.”
***
Önerilen bu şartlardan bir kısmının yerine getirilmesi mevcut anayasa ile mümkün değildir. Özellikle “Kürtçe eğitim” , bölgede kamu hizmetlerinde Kürtçenin resmi yazışma dili olması, “demokratik özerklik” yahut “yerel yönetimlerin güçlendirilmesi” başlığı altında yapılması öngörülen değişiklikler Anayasa konusudur.
ABD’nin önemli gazetelerinden Wall Street Journal, “Türkiye’de hükümetin, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasaları değiştirecek yeni bir demokratikleşme paketini yılbaşından sonra uygulamaya koyacağını” yazmıştı. Wall Street Journal’ın haberinden sonra Beşir Atalay, “Habur’u şimdi de savunuyorum. Biz dağdaki insanı silahını bırakarak indirmek için en ileri adımları attık. Dağdakilerin indirilmesi için o çalışmaları yine yapacağız” dedi.
Beşir Atalay’ın ifade ettiği “ikinci demokratik açılım” adı altında başlatılması düşünülen proje yasalarla ilgili olup, aşağıdaki hususları kapsadığı ifade edilmektedir:
Dağdan ineni teşvik: Terör eylemlerine karışmamış, silahını teslim etmeye hazır örgüt mensupları için “etkin pişmanlık” dışında bazı sürpriz adımlar atılacak.
“Sayın Öcalan” Ayarı: TCK’nın 215’inci Maddesindeki, “suçu ve suçluyu övme” maddesinin gözden geçirilmesi planlanıyor. Bu bir mahkeme kararıyla fiilen uygulamaya konulmuştur.
Tahrik suçu: TCK’nın 216. Maddesinde yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun düzenlenmesi öngörülüyor. Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. Maddesindeki “terör örgütüne ait amblem ve işaretleri taşıyanlara” hapis öngören düzenleme elden geçirilecek.
Terör örgütü propagandası yapmak: TMK 7’inci ve TCK 220. maddeleri üzerinde ince ayar yapılacak. TCK 220/8’de de, terör örgütünün veya amacının propagandasını yapmak suç. TCK 220/7’nci fıkrada ise örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgüte bilerek veya isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılıyor.
***
Basın özgürlüğü: TCK’da, yargı görevi yapanı etkileme (277. Madde), adli soruşturmanın gizliliğinin ihlâli (285. Madde), adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs (288. Madde), suçu ve suçluyu övme (215. Madde) gibi suçlar yer alıyor. TMK’nın 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını” basmak veya yayınlamak suçu da benzer nitelik taşıyor.