Günümüzde aile içi şiddet ile beraber özellikle kadına şiddetin artması Türkiye’nin gündeminden düşmeyen konulardan biridir. Ancak kadına karşı şiddet yalnızca fiziksel şiddet boyutuna ulaştığında konuşulmaktadır ve başta kadınlar olmak üzere insanlar şiddetin başka türlerinin de olduğunun, fiziksel şiddet dışındaki diğer şiddetlerin de ağır kusur olduğunun, diğer şiddet türlerinin zamanla fiziksel şiddete dönüşme ihtimalinin yüksek olduğunun ve bu şiddet türlerinin tümüne karşı koruma yollarının olduğunun ve boşanmada kusur belirlenmesinde önem arz ettiğinin bilincinde değildirler. Bu yazıda öncelikle şiddet türlerinin neler olduğu, sonrasında ise şiddete karşı koruma yollarına değinilecektir.
Şiddet dediğimizde aklımıza ilk gelen şiddet türü elbette fiziksel şiddettir. Fiziksel şiddet en basit anlatımıyla vücut dokunulmazlığının kişinin rızası olmadan ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Fiziksel şiddet genel olarak tanımlanabilmesi kolay bir şiddet türüdür ve fakat bununla beraber her türlü vücut dokunulmazlığının ihlali fiziksel şiddet olarak değerlendirildiği için bazı eylemlerin fiziksel şiddet olduğunun bilincine varılmamaktadır. Örneğin, gitmek isteyen bir kişinin kolunun ısrarlı bir şekilde tutulması ve çekilmesi, bir kişinin saçının çekilmesi gibi küçük fiiller bile kişi istemediği takdirde vücut dokunulmazlığının ihlalini ve bu çerçevede fiziksel şiddeti meydana getirmektedir.
Şiddet türlerinden bir diğeri ise psikolojik(duygusal) şiddettir. Psikolojik şiddet, şiddet türleri arasında belki de en hasar bırakan şiddet türlerinden biridir ve fiziksel şiddette kullanılan fiziki güç yerine bu tür şiddette “duygusal güç” kullanılmaktadır. Birçok insan psikolojik şiddete uğradığının farkında olmamakta, uzun zaman boyunca uygulanan psikolojik şiddet neticesinde ise bu kişilerin ruhsal bütünlüğü oldukça zarar görmektedir. Uzun zaman uygulanmış bir psikolojik şiddetin izlerini silmek ise fiziksel şiddetin izlerini silmekten çok daha uzun süre almaktadır. Bazı yazarlar, psikolojik şiddeti “Taşa damla damla akan ve sonunda taşı delen su.” olarak tanımlamaktadırlar. Bu cümle psikolojik şiddetin zararlarını metaforik olarak açıklasa da, bu zararların açık bir şekilde ele alınması da önem arz etmektedir. Bu nedenle, psikolojik şiddet içeren fiillerin birkaçının psikolojik şiddetin tanımlanmasının kolaylaşması açısından açıkça yazılması gerektiğini düşünmekteyim. Bu eylemler, aşırı biçimde eleştirmek, tehdit etmek, duygusal olarak ihmal etmek, yalan söylemek, küçümsemek ve görmezden gelmek eylemleridir. Bu eylemler elbette sınırlı sayıda değildir. Bir başka deyişle, bir kişinin karşısındaki kişinin herhangi bir eyleminden ötürü onuru zedelenmiş, gururu kırılmış, kişilik hakları saldırıya uğramış ise bu kişi psikolojik şiddete uğramış demektir.
Şiddet türlerinden üçüncüsü ise ekonomik şiddettir. Ekonomik şiddete en fazla aile içinde rastlanmaktadır. Bir kişinin ekonomik güç kazanmasını önleme maksadıyla çalışmasını engellemek, maaşa veya maaşın alındığı banka kartına el koymak; aşırı cimri davranmak, eve yeteri kadar para bırakmamak, kişi ile başlık parası verilmesi neticesinde evlenmek, kadınların takılarına el koymak veya kişilerin paralarına el koymak, herhangi bir kişiyi ücretsiz işçi olarak çalıştırmak, aile birliği içerisinde edinilmiş mallardan diğer eşi haberdar etmemek gibi birçok fiil ekonomik şiddet olarak sayılmaktadır. Ekonomik şiddet de kişinin gururunu kırıcı, onurunu zedeleyici niteliğe sahiptir. Ancak bunların ötesinde ekonomik şiddet kişinin ekonomik özgürlüğünün elinden alınmasına neden olmakta, son aşamada ise toplumsal yaşama katılmasının önünü kapatmaktadır.
Şiddetin son türü cinsel şiddettir. Cinsel şiddet bir kişiyle rızası olmaksızın cinsel ilişkiye girmek ve cinsel nitelikli diğer eylemler gerçekleştirmek ile bir kişinin rızası olmaksızın, üçüncü bir kişiyle cinsel nitelikli eylemlere girmesine neden olmak fiilleri ile gerçekleştirilebilir. Cinsel şiddet aile dışında uygulanabileceği gibi aile içinde de uygulanabilmektedir. Ancak, çoğu insan aile içinde uygulanan cinsel şiddetin, cinsel şiddet olarak nitelendirileceğini bilmemektedir. Cinsel şiddet, cinsel dokunulmazlığın ihlali niteliğindedir, ancak cinsel şiddetle birlikte çoğu zaman fiziksel ve psikolojik şiddet de uygulanmaktadır. Bu halde, kişinin hem cinsel dokunulmazlığın, hem vücut bütünlüğünün, hem de ruhsal bütünlüğünün ihlali gündeme gelmektedir.
Aile dışında şiddetin herhangi bir türüne uğrayan biri açısından suç duyurusunda bulunma ve bununla birlikte uğramış olduğu maddi zararlar ile kişilik haklarının zedelenmesi neticesinde uğramış olduğu manevi zararın tazminini isteme hakkı bulunmaktadır. Aile içerisinde ise bunlara ek olarak şiddetin herhangi bir türüne maruz kalan kişilerin cinsiyet ayrımı olmaksızın koruma talep etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca şiddetin herhangi bir türünü uygulayan kişi, boşanma davasında kusurlu sayılmakta ve bu bağlamda nafaka, maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmektedir.
Özellikle kadına karşı şiddetin önlenebilmesinin için birlikte gerçekleşmesi gereken birtakım koşullar vardır. Bunlardan ilki elbette kanunların sıkı sıkıya uygulanarak, şiddetin her türlüsünü gösteren kişilerin cezalandırılmasıdır. İkincisi ise şiddet konusunda toplumun eğitim kurumları aracılığıyla bilinçlendirilmesidir. Daha önce de belirttiğimiz üzere, fiziksel şiddet fiziki güç kullanılarak gerçekleştirilen şiddet türü olması sebebiyle kolaylıkla tahlil edilebilmekte ve fark edilebilmektedir. Ancak şiddetin diğer türleri olan psikolojik, ekonomik şiddet ile özellikle aile içinde gerçekleştirilen cinsel şiddet konusunda toplumun bilinçlenmesi maksadıyla, bu şiddet türlerinin neler olduğu, hangi fiilleri içerdiği ve bunlara karşı neler yapılabileceği konularında okullarımızda eğitim verilmesi gerekmektedir. Üçüncü koşul ise ebeveynlerin bireysel olarak şiddet türleri konusunda bilinçlenmesidir. Ebeveynler hangi fiillerin hangi şiddet türüne girdiği konusunda bilinçli olmalı, bu bilinçle fiiller gerçekleştirmeli, kendisine bu tarz şiddet fiillerinin uygulanmasını reddetmeli ve bu tarz fiilleri gerçekleştirmekten kaçınmalıdır. Bunun neticesi olarak, şiddet göstermeyen ve şiddet türlerinin neler olduğu ve hangi eylemlerin şiddeti meydana getirdiğini çocuklarına aktaran bir ailede büyüyen çocuklar şiddet uygulamaktan kaçınacak ve şiddet içeren eylemlerin kendisine uygulanmasına da engel olacak, toplumsal düzenin korunmasına katkı sağlayacaklardır.