MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Lafa geldi mi, büyük dava adamı rolüne bürünenlerin, süreç içinde ne kadar küçüldüğünü, ne kadar bayağılaştığını, başkalarının dolduruşuna gelerek nasıl kişiliklerini kaybettiklerini üzülerek gördük ve yaşadık. Bunların, Milliyetçi Hareket Partisi’ne karşı yapılan karanlık operasyonlarda figüranlığa nasıl da teşne olduklarını ibretle seyrettik. Çok şükür ayrık otlarından arına arına kabuğun içinde saklı duran özü çıkardık. Her dem yeniden doğarak, her gün bir başka açarak, tuzakları bozarak, iftiraları yenerek, kumpas duvarlarını berheva ederek kutlu davamızı onun bunun doymaz kursağına bırakmadık, onun bunun melun emeline peşkeş çekmedik, çektirmedik.” açıklamasında bulundu.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına, daha doğrusu kökleşmesine hizmet etmektir. Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa hazırlığı ikinci stratejik hedefimizdir.”
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI’
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini değerlendiren Bahçeli, “İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamış, sadra şifa olamamıştır. Sözleşmeyi imzalayıp taraf olmak kadar, çekilmek de imzacı bir ülke adına haktır, hukuki bir tasarruftur. Sözleşme feshi doğru ve yerinde bir uygulamadır.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Hiç kimse bize, mesela esir Türkler hakkında istikamet gösteremez, ikazen hatırlatma yapamaz. Uygur Türkleri’nin hüznü yüreğimizdedir.” diye konuştu.
‘İRTİCA TEHDİTLERİ KARA PROPAGANDA’
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) subay ve astsubay yetiştiren Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na giriş şartlarından “irticai faaliyete karışmamış olma” koşulunun kaldırılmasına ilişkin de konuşan Bahçeli, “TSK’nın töhmet altında bırakılması, irticai tehditlerin odağı haline geleceğinin yüzsüzce ifade edilmesi tepeden tırnağa kara propagandadır” ifadelerini kullandı.
UYGUR TÜRKLERİ TARTIŞMASI: WASHİNGTON’UN GÖZÜNDEN…
Uygur Türkleri’nin hüznü yüreğimizdedir.
Türkmeneli’nin sevdası iliklerimizdedir.
Akmescit’in dramı vicdanımızda, Kıbrıs Türklüğünün davası iffetimizde mahfuzdur.
Lütfen dikkat buyurunuz, Türk milletiyle gönül bağı kopmuş kim varsa bize Uygur Türkleri konusunda laf ediyor, ileri geri konuşuyor.
Bölücüsünden kozmopolitine, işbirlikçisinden ilkesizine, haininden hayasızına kadar hepsi ağız birliği etmişçesine fikriyatımızın kilit taşları hakkında bilirkişilik taslıyor, gevşek gevşek atıp tutuyor.
Be hey gafiller, Türklük ne zamandır sizin ana meselesiniz oldu?
Bayram değil seyran değil, hangi ara Türklüğe bu kadar sempati beslediniz?
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Limasol kentinde, cami duvarlarına Türklere ölüm yazan faşist ırkçılarla sizin aranızda esasen ne fark vardır?
Merhum Ziya Gökalp bakınız böylelerine nasıl sesleniyordu:
Türk olsan, olmasan sen Türk düşmanısın!
Çünkü benim gayem Türk’ü yaşatmak,
Seninki öldürmek her yaşatanı.
Niyet sahiplerinin derdi başkadır.
Biz bunu biliyor, kötürüm maksatları isabetle tefrik ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi, Uygur Türkleri’nin kanayan yarasına yabancı başkentlerin prizmasından bakmaz, bakamaz.
Washington’un gözüyle Pekin’i şekillendiremez, Pekin’in gözüyle de Washington’u kavrayamaz.
Türkmeneli davasına Barzani küstahlığıyla yaklaşmaz, yaklaşamaz.
ERŞAT SALİHİ’YE TEŞEKKÜR
Türkmeneli’ne Kürdistan diyenler tarihin çöplüğüne atılmış çürükler, küresel emperyalizme maşalık yapan çarpık zihniyetlerdir.
Türkmeneli Türk’tür, Türk’ün ta kendisidir, ebedi öz yurdudur.
Türk’ün Şii’si, Sünni’si, yani mezhepsel ayrımı değil; bayraklaşmış tarihi kimliği, yüksek milli şuuru her şeyin önünde, her mevzunun üstündedir.
Bu uğurda samimi mücadele veren, Türkmen kardeşlerimizin haklı davasının sesi olan, ne var ki aldığı bir kararla görevinden istifa eden Sayın Erşat Salihi’ye teşekkür ediyor, kendisini her zaman muhabbetle kucaklayacağımızı, çalışmalarını hiç unutmayacağımızı ifade ediyorum.
ANAYASA STRATEJİK HEDEF
Büyük Kurultayımızda, geleceğe dönük beş aşamalı stratejik hedeflerimizle rotamızı çizmiş durumdayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedeflerimizin ilki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına, daha doğrusu kökleşmesine hizmet etmektir. Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa hazırlığı ikinci stratejik hedefimizdir. Çalışan, üreten, ruh kökümüzden beslenen, manevi ve moral değerlerimizle eklemlenen yeni, yerli ve milli bir ekonomik sistemin ihyası ve inşası üçüncü stratejik hedefimizdir. Cumhur İttifakı’nın varlığı içinde terörle amansız mücadeleye, son terörist, son kanlı silahıyla ele geçirilesiye kadar destek vermek, Türk milletini bu şiddet ve dehşet sarmalından çekip çıkarmak dördüncü stratejik hedefimizdir. Hem ülkemizde, hem de küresel ve bölgesel zeminde diyalog, barış, huzur, sükunet ve istikrar beşinci stratejik hedefimizdir.
KILIÇDAROĞLU’NA ERKEN SEÇİM YANITI
Sonbaharda seçim olur diyenler, rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar. Kılıçdaroğlu ve İP’e dolanmış yoldaşları, boşuna heveslenmesin, boş yere umutlanmasın, seçim zamanında yapılacak, bu millet ufkunu karartan zilleti önüne kattığı gibi kaçtığı yere kadar kovalayacaktır.”