Türkçülük akımının önde gelen düşünür ve tarihçisi Akçura, 2 Aralık 1876’da Rusya’nın Simbir kentinde (Ulyanovsk) dünyaya geldi.
Bir süre sonra ailesiyle Kazan’a taşınan Akçura, babasının ölümü üzerine annesiyle Kazan’dan İstanbul’a göç etti.
İstanbul’da Harbiye Mektebi’nde okuyan Akçura, 1897’de darbe girişimlerine katıldığı için tutuklanarak müebbet kalebentlik cezasına çarptırıldı.
Osmanlı İmparatorluğunun Trablusgarp kentine sürülen Akçura, 1899’da şehir içinde serbest dolaşım için izin almasının ardından Fransa’ya kaçarak Paris’teki Jön Türkler’e katıldı.
Burada Siyasal Bilgiler Yüksekokulunda eğitimine devam eden Akçura, 1903’te “Osmanlı Devleti Kurumlarının Tarihi Üstüne Bir Deneme” adlı teziyle okuldan mezun oldu.
– Rusya’da Türklerin mücadelesine destek verdi
Akçura, Fransa’dan Rusya’nın Kazan kentine 1903’te dönerek, bir süre Kazan’da öğretmenlik yaptı. 2. Meşrutiyet’in ilanına kadar Kazan’da kalan Akçura, gazetelerde yayımladığı yazılarla Rusya Türklerinin mücadelelerine katıldı. “Rusya Müslümanları” adlı siyasi harekette yer aldı. Kazan Muhbiri adlı gazeteyi çıkardı.
Rus yönetiminin baskılarına da maruz kalan Akçura, 43 gün Rus hapishanesinde yattı. Kırım’da çıkarılan Tercüman gazetesinde de çalıştı.
– Türk Ocağı’nın kurucusu Akçura
Osmanlı’da 1908’de ilan edilen 2. Meşrutiyet’ten sonra tekrar İstanbul’a tekrar gelen Akçura, “Türk Yurdu” dergisinin başyazarı ve editörü olarak çalışmaya devam etti.
Türk Derneği ve Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer alan Akçura, İstanbul’daki çeşitli okullarda öğretmenliğe devam etti.
Akçura, Rusya’daki Müslüman Türk halklarını Koruma Komitesi üyesi olarak İsviçre’de Milletler Konferansı’nda bulundu, 1917 -1919 yıllarında Kızılay delegesi olarak Batı Avrupa ülkeleri ve Rusya’da bulundu.
Anadolu’da 1920’de Milli Mücadele’ye katılmak için İstanbul’dan ayrılan Akçura, Kazım Karabekir’in karargahında çalıştı. Akçura, Türkiye Cumhuriyeti’nin fikri olarak kuruluşunda da etkili oldu.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer alan Akçura, İstanbul Milletvekili olarak Meclis’e girdi. Türk Tarih Kurumunun kurucu üyeliği ve başkanlığını yapan Akçura, 11 Mart 1935’te İstanbul’da hayatını kaybetti.
– Akçura’nın çalışmaları
İmzasız makaleleri Mısır’da çıkan “Şüra-yı Ümmet” ve Türk gazetelerinde yayımlanan Akçura, 1904’te Türk Gazetesinde çıkan “Üç Tarz-ı Siyaset” isimli makalesinde “Osmanlıcılık”, “İslamcılık” ve “Türkçülük” siyasi akımlarını ele aldı, bu akımların olumlu ve olumsuz yanlarını ve uygulanabilirliklerini tartıştı. Söz konusu makale bir çok araştırmacı tarafından daha sonra Türkçülüğün manifestosu olarak da kabul edildi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Muharrem Feyzi Togay’ın “Türk Yurdu, Akçura ve Akçura Türk Yurdu” dediği Yusuf Akçura, geride “Üç Tarz-ı Siyaset”, “Ali Kemal” ve “Ahmed Ferid”, “Şark Meselesine Dair tarih-i Siyasi Notları”, “Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler Cereyanlar”, “Siyaset ve İktisat hakkında Birkaç Hitabe ve Makale” (1924), “Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılma Devri”, “Türk Yılı”, “François Georgeon’un Aux Origines du Nationalisme Turc” adlı çalışmalarını bıraktı