Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Medya gene “Vur – Kazan- Kaç” taktiğini devreye soktu…

Medya gene

Geldik Ocak’ın üçüne. Çok önemli bir gün. Enflasyon rakamları açıklanacak, önümüzde ki yıl, memur ve emeklinin ne kadar zam alacağı belli olacak… Hoş, eldeki paraya göre uygun bir enflasyonun oluşacağı kesin olmakla birlikte, mesele ne kadar zam alacağımız da değil, ne kadar ziyan edeceğimize kitleniyor… Gene hükümet çıkacak, çalışanımızı enflasyona ezdirmedik diyecek ; muhalefet alım gücünden örnekler verecek ; ne büyüme ne de refah payları ağza bile alınmayacak, kuru ekmek sofrasına epey yeni adaylar oluşacak sonunda…

Bu sene , büyük bir kuraklık var gibi görünüyor. Sansasyonist yaklaşımlı Medya gene “Vur – Kazan- Kaç” taktiğini devreye soktu… Haberlerin içine türlü komplo teorilerini de usulca yerleştirdi… Bir iki medya maymunu hocadan, ve de Maya’ lardan da destek alsalar neredeyse güzel bir kıyamet senaryosu oluşacak… Halkımız gene “Şirince” gibi yerlere akın edecek… Yahu Asrın Lideri ne dedi: “İstanbul’ un su sorununu 2040’a kadar çözdük” dedi mi..? Bu lafın üzerine hangi densiz 3 Aylık suyumuz kaldı diye laf üretiyor… Halkı, devleti ve Başkan’ı aleyhine galeyana getirmek isteyen bu zavallılara, Savcılarımız ne zaman soruşturma açacak… Herneyse işin, Siyaset – Adalet ikilisini bir tarafa bırakalım. Esasa odaklanalım…

1- Melen Barajı niye devreye girmiyor?

2- İmalât hatası varsa, bunun sorumlusu kim veya kimlerdir..?

3- Bu teknik adam, 3. Köprüyü yapan firmanın Japon Mühendisi gibi intihar etmeye kalkarsa, yeterli güvenlik önlemleri alınmışmıdır..?

4- Yeni Açılış için verilen tarih, hangi hesaplamalar sonucu oluşmuştur..?

5- Tekrar açıldığında 2040 kadar su sorununun çözülme hedefinden herhangi bir sapma olacak mıdır?

6- Tekrar açılışı da, aynı kişi mi yapacaktır?

7- Bu olaylar, Devlet’e ne kadar ilave mali yüke sebep olmuştur..?

8- Yeni bir Sükût-u Hayal yaşamamamız için, kontrol noktasında olanlar işi sıkı tutuyorlar mı..?

İsterseniz sabaha kadar sayayım, neticeyi değiştireceğime ihtimal vermiyorum. İşin elle tutulur tarafı yok, orası kesin de , ortada suçlu da yok…

Her neyse dönelim, Barajlara ve yağışlara. Dünya iklim sisteminde zaman zaman, bazan de belli peryotlarla bu tür olaylar görülür… Hatırlayın, Emel Sayın’ın “Yağdır Mevlam Su” Şarkı’sını nasıl ağlayarak söylediğini…

Bu olaylar benim incelediğim kadarıyl ; eski Çin ve Türk takvimlerine adını veren hayvanların karakterlerine göre oluşmaktadır… Fare Yılı, Ejderha yılı, At yılı , Kaplan yılı vs. gibi. Biz domuz yılından çıkıp, fare yılına girdik. Bu yılların bazılarında kuraklıklar hep olmuştur. İsteyenler araştırabilir. Termodinamiğin temelidir. Hiç bir şey, vardan yok; yoktan-var olamaz. Dünya’ da ki su miktarı bellidir. Ne artar ne eksilir…

Bu demek değildir ki sorumsuzca kullanalım. Mutlaka tasarruf etmeliyiz. En azından, tarla ve bahçeler de mutlaka damlama sistemine geçmeliyiz… Evlerde ki bola saça dönemlere de dur demek gerekir. Diş fırçalarken el yıkarken, sürekli suyu açık bırakmamalıyız… Peygamber Efendimiz (SAV) ne demiş… “Dere kenarında bile abdest alacak olsanız, suyu tasarruflu kulanın”…

Bazı zengin ülkelerin, denizden içme suyu elde ettikleri dönem de, İnsanoğlu bu olayı da, aklı ve aklının eseri teknolojiyle mutlaka aşacaktır… Dediğim gibi, su içinde yüzsekte tasarrufa dikka tedelim ama, reyting cambazlarına da malzeme olmayalım… Her kes rahat uyusun. Başımızda Asrın Lideri var, sizlerin aklına gelmeyecek onlarca tedbir onun aklında kesinlikle mevcuttur…

İçeri de farklı, dışarıda farklı söylemler oluşan bir Ülke’ de yaşıyoruz. Yurtta aslan kesilenlerin aynı konuda ki Yurt dışı mesajlarına baktığımızda süt dökmüş kedi rolünü üstlendiklerini görüyoruz… Kuvvetli propoganda, zaten inanmak için hazır bekleyen kişilerde istenen tesiri gösteriyor. Halâ, Avrupa’nın bizi kıskandığına inananlar; asgari ücretin 900 € olduğu, Yunanistan’a bakarak , halimize şükür diyenlerin sayısı % 50’nin altına düşmedi…
Çok acıdır, ülkemiz, bazı sıradan devletlerin operasyon çektiği, en azından buna cesaret edebildiği bir ülke konumuna getirildi… Gazeteci Kaşıkçı olayı , hala utanç verici pozisyonunu koruyor… Corana belâsı yüzünden, bir gece içinde aniden ölen Kuzu Hoca’ mızın önüne yattığı, İran’ lı uyuşturucu Baronu Zindaşinin başka başka marifetleride gün yüzüne çıkıyor… Uyuşturucu işine bulaşanların, “İdam” edildiği bir ülkede , krallar gibi yaşaması tesadüf değil… Burhan Efendi’nin yakın dostu, Türkiye’ de yaşayan birçok rejim karşıtını da öldürmüş… Tam 50 sene öncesinin Casablanka’sı…

Sahi, şu bizim meşhur Reza’dan haber yokmu.?. Güney Amerika’ya kaçan, ” Tosun’umuzla” müşterek işlere girişmesin… Muhtemelen espri ve asparagas ama kulağıma bazı enteresan laflar geliyor…

Bir başka konu, Türkiye’ de yaşayan , Özbek ve Çeçen muhaliflerin yaşadıkları ve başlarına gelenler… Yahu , burası yolgeçen hanına döndü. Canı isteye , istediği operasyonu çekebiliyor… Bütün bu Uluslararası bağlantılı işlerin diğer yanında, sevindirici olaylarda oluyor…

Rusya Federasyonu Başkan’ı Putin, geçtiğimiz günler de yaptığı uzun bir değerlendirmede “Erdoğan sözünü tutar” dedi… Şimdi farklı bir durum çıkıyor ortaya… Asrın Lideri, içeriye uygun görmediklerini dışarılarda bola saça kullanıyor mu..? Ama ben olaya farklı yaklaşacağım. Putin, KGB’nin yetiştirdiği Dünya’nın en kurt yöneticilerinden birisi. Lokal değerlendirmeler yapmaz. Birine birşeyler demişse mutlaka doğrudur. Bu yüzden, mesela: 3600 ek gösterge bekleyenler umudunuzu yitirmeyin, “Putin’ e kulak verin” Zat- ı muhterem üç vakte kadar sözünü yerine getirecektir… Ama üç ay sonra mı, üç sene sonra m , üç asır sonra mı, bekleyin… Ülkeyi uçurmayı söylediyse, orada durum biraz farklı gibi. Gene Bana göre, “Tam uçuruyorduk, iktidar elimizden gitti” durumu yaşayacağız gibi…

Artık yeter, Arkadaşlar yeter… Rüzgar enerjisi santrallerini de itiraz edilince hemde bunu Erdek Belediye Başkanı çıkıp ekranlarda konuşunca “Yeter” demek zorunda kaldım… Yahu, çevreye muazzam kirlilik veren termiği anladıkta, ufak akarsularda kurulacak HES’leri  Hidroelektrik santraller) de anladık , ama jeotermal enerji santrallerine karşı çıkanları anlamadık . Bu santraller belli bölgelerde, konut ve seralarda, ısıtma amaçlı da kullanılıyor… REZ ‘e( Rüzgâr Enerjisi Santralleri) karşı çıkanları ise hiç anlamadık…

Ey Erdek Belediye Başkanı, bir rüzgâr enerji platformunun oturduğu kısım için; ormancıların üç kapalı dediği çok yoğun orman örtüsünde bile, 3 – 4 ağaç kesilir. Vaziyeti konu ederek yaygara koparmak, olsa olsa gündemde yer alma çabasıdır… Halkın kafasını karıştırmayın… Siyasi rant için de başka ve gerekli tepki kapılarını zorlayınız. Bu kadar problemin arasın da, Siz’in gibi lüzûmsuz adamlara ayıracak vaktimiz yok…

Hepiniz Allah’ a emanet olunuz. Hoşçakalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!