İZMİR – AK Partili Şemdinli Belediye Başkan Yardımcısı’nın alkollüyken trafik kazası yapan kardeşine işlem yapan polisler hakkında savcı tarafından gözaltı kararı verildiği iddiası gündeme geldi.
CHP’nin İçişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın açıkladığı olayda, polislerin ifadeye çağırıldıkları ve ifadeyi incelediklerinde kâtibin yazdığı ifade ile kendi beyanları arasında farklılıklar olduğunu tespit ettikleri yer aldı.
Polislere, ilçe emniyet müdürünün savcıya küfür ve hakaret ettiği yönünde ifade verdirmek istendiği de belirtilirken, aralarında İlçe Emniyet Müdürü’nün de olduğu 3 emniyet yetkilisi hakkında gözaltı talimatı verildiği, gece saatlerinde ise gözaltı kararının kaldırıldığı iddia edildi. Söz konusu olayla ilgili Emniyet Sen Başkanı ve Polisin Sesi Platformu Sözcüsü Faruk Sezer, ulaştığı detayları açıkladı.
‘SAVCI, İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜNÜ İFADEYE ÇAĞIRIYOR’
Yaşanan olayı en baştan anlatan Sezer, “Mayısın ilk haftası trafik kazası oluyor. Trafik kazasında yaralı şoförün 3 promilin üzerinde alkollü olduğu ortaya çıkıyor. Yaralı olan şoför AK Partili belediyenin MHP’li belediye başkan yardımcısının kardeşidir. Bu sırada şoför değiştirmeye çalışıyorlar. Tabi ki buna izin verilmiyor. Bu durum yaka kamera kayıtlarında da var. Sonrasında olayın kapanması için belediye başkan yardımcısının ailesi emniyete giderek bu olayı çözmeye çalışıyor. O sırada ne hikmetse savcı, polisleri arayarak ‘Dosyayı al buraya gel’ diyor. Polisler de ilçe emniyet müdürüne bilgi vermeden savcının yanına gidiyor. Savcı, ‘Ben dosyayı sizden aldım, jandarmaya veriyorum’ diyor. Savcının böyle bir yetkisi yok. Olay polisin bölgesinde ve devam eden bir tahkikat var. Müdür de bunu duyunca polislere kızıyor ve ‘Bunu böyle yapamazsınız, bu iş usulüne uygun yapılır’ diyor. Tabi bunu derken o sırada memurlara sesini de yükseltiyor. Belediye Başkan Yardımcısı’nın ailesi de orada ve bunları duyuyor. Aile fertleri bu kez savcıya giderek ‘İlçe emniyet müdürü size, bize ana avrat küfretti, şikayetçiyiz’ diyor. Savcı kendisinin de şikayetçi olduğunu belirterek, ilçe emniyet müdürünü arıyor ve ifadeye çağırıyor. ‘16.30’a kadar ifadeye geldin geldin yoksa yakalama çıkarırım’ diye de ekliyor” ifadelerini kullandı.
‘TUTANAKLARA POLİSLERİN SÖYLEMEDİKLERİ YAZILDI’
İlçe emniyet müdürü ve polislerin ifade vermek üzere adliyeye gittiğini söyleyen Sezer, sonrasında ise birtakım hukuksuzluklar silsilesinin geliştiğini dile getirdi. Sezer, şöyle devam etti:
“Adliyeye giden ilçe emniyet müdürü ve 5 polisin ifadeleri alınmaya başlıyor. Avukat istiyorlar, avukat da temin edilmiyor ki bu da suçtur. Olayın devamında savcı darbe niteliğindeki ilk kararını veriyor ve ‘Adliyenin güvenliğini jandarmaya verdim, polislerin tamamını derdest edin, çıkarın’ diyor. Yani adliyedeki tüm polislerin çıkarılmasını istiyor. Böyle bir yetkisi yok. İlçe emniyet müdürü de böyle bir şey yapamayacağını söylüyor. Neticede kimse dışarı çıkarılmıyor. Polisler ifadelerini veriyorlar ve tutanaklara hiçbirinin söylediği yazılmıyor. Aksine ilçe emniyet müdürünün savcıya küfrettiği yönünde ifadeler yazılıyor ve polislerin bu tutanakları imzalamaları isteniyor. Polisler de bu duruma karşı çıkıyor. ‘Bu şekilde imzalıyorsanız imzalayın, imzalamıyorsanız çıkın’ denilerek jandarmaya polisleri dışarı çıkarması yönünde emir veriliyor. İtiş-kakış oluyor. İlçe emniyet müdürü jandarma komutanına emrin hukuksuz olduğunu söyleyince zorla değil de hep beraber dışarı çıkıyorlar”
‘POLİSLERİ TAYİN EDİYORLAR’
Savcının ilçe emniyet müdürü ve polisleri kelepçe taktırarak gözaltına aldırmak istediğini ifade eden Sezer, “Olay büyüyünce önce Hakkari merkezden il emniyet müdür yardımcısı yola çıkıyor. Jandarmaya yetki verilmeye çalışıldığı ve benzeri durumlar ortaya çıkınca akabinde il emniyet müdürü de yola çıkıyor. Bu sırada emniyete, hakimlerle savcıların toplantı yaptığı ve polisler hakkında yakalama kararı çıkarılacağı yönünde bilgi geliyor. Yakalama kararı çıkarıp jandarmaya emniyet müdürlüğünü bastıracak, polislere kelepçe taktırarak gövde gösterisi yapacaklar. Durum böyle olunca polisleri senelik izne ayırıp, ilçeyi terk ettirip savcının yetki alanından uzaklaştırıyorlar. Olayın daha da büyüyeceği ön görülünce adı geçen polisleri tayin ediyorlar. Bu duruma sürgün diyenler oldu ancak bu bir sürgün değildir. Gözünüzü karartmış bir savcı söz konusu. Olmayan yetkisi ile jandarmaya emniyet bastırıp, ilçe emniyet kademesini gözaltına aldırmak isteyen birileri söz konusu” diye konuştu.
Yaşanan durumun hukuka uygun olmadığını vurgulayan Sezer, “Gece saatlerinde gözaltı kararı da kaldırılmış. Elleri kelepçeli sokaklarda gezdirme şeklinde şov yapmak istediler ancak olmadı. Yerel halktan öğrendiklerim kadarıyla kazayı yapanın görüntülü, belgeli, delilli AK Parti belediye başkan yardımcısının kardeşi olmasına rağmen olay kapatılmak için bu boyuta geliyor. İş siyasi baskıya varıyor. Bu duruma ‘hukukun hukuka darbesi’ diyorum” dedi.