Mehmet Şimşek Davet Etti İddiası Ortalığı Karıştırdı: Yıllar Sonra IMF Geliyor mu?

featured

IMF ile Türkiye’nin sorunlu dönemlerde birlikte çalışması günümüzde algının da bu yönde şekillenmesine yol açtı. IMF’in özellikle kredibilite ihtiyacı olan ve ekonomisi sorunlu ülkelerde çalışma yürütmesi de bu algıyı güçlendiriyor. Uyguladıkları ekonomik politikalar, halk nezdinde zorluklara neden olduğundan IMF dünyada da istenmeyen bir kurum haline geliyor. Ancak politikaların uzun vadeli etkilerinin görülmesi ve kredi sağlaması açısından da bazen IMF’in kapısının çalınmasını zorunlu kılıyor. Türkiye’de de IMF yeniden gündeme geliyor.

IMF yani Uluslararası Para Fonu, dünyadaki sorunlu ülkelere yardım ve düzenleme sağlaması açısından kurulan bir örgüt. IMF’in ülkelerin sorunlu dönemlerinde kapısının çalınması ve politikalarının da halk nezdinde zorlayıcı olması çok sevilmeyen bir kurum haline gelmesine neden oluyor.

Türkiye’nin de 90’larına damga vuran ve son olarak 2001 krizinde birlikte çalıştığı kurumun ana hareket şekli istikrarı sağlamaya yönelik kemer sıkma, kredileri de düzenlemelere göre verme ve bunun geri ödemelerinin düzenli olması şeklini taşıyor. Birçok ülke bu hamleler altında ezilebiliyor.

Seçimlerin ardından işbaşına geçen yeni ekonomi yönetiminin hamleleri de yakından izlenirken, IMF’in kapısının çalınıp çalınmayacağı da sıklıkla konuşulmuştu. Oysaki IMF, Türkiye’de de istenmeyen kurum olarak görülüyor.

Ancak Ankara kulislerinden gelen bir iddia gündemde sarsıntı yarattı.

Deneyimli Ankara gazetecilerinden Erdal Sağlam, IMF’in hem de Mehmet Şimşek tarafından Türkiye’ye davet edildiğini iddia etti. Tabi işin detayları ilk algılandığı gibi değildi.

IMF periyodik olarak ülke ekonomilerini araştıran bir kurum ve bunu yıllık değerlendirmeler halinde Türkiye için de yapıyorlar.  Ancak raporla çoğunlukla public yani halka açık olmuyor. Bu kez Mehmet Şimşek kurumu davet ederek daha detaylı bir rapor talep ediyor. Çünkü IMF’in raporları uluslararası arenada daha güvenilir kabul ediliyor. Bu da Türkiye’nin aslen finansman kaynaklarına yönelik durumunu göğsünü gere gere göstermek istemesiyle açıklanıyor.

IMF ile anlaşma yapılacağı ancak bu anlaşmanın bir stand-by sözleşmesi şeklinde finansman içermeyeceği de düşünülüyor.

Anlaşmanın ana kriterleri ekonomi politikalarına yönelik bir danışmanlık bazında birlikte çalışma şeklinde birlikte çalışmayı içeriyor. Bu da kesin ve kati şekilde program değil ancak tavsiye niteliğinde kararlar içeriyor. Kısaca Körfez ülkeleriyle de sıkı görüşmeler yapan ekonomi yönetimi, yüzünü bir yandan da batıya çevirirken, bu finansman kaynaklarını hem güvenilir raporlarla çekebilmek hem de kullanacağı kaynakları düzenlemek istiyor gibi görünüyor.

Erdal Sağlam’ın “IMF’den destek istendi; heyet Eylül’de geliyor!” açıklamalarını buradan izleyebilirsiniz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!