Ağustosta yarılandı. Bundan sonraki her gün, derdin çilenin arttığı, yoksulluğun daha çok hissedildiği günler olacak… Okul masraflarıyla başlayan can yanışınız, ısınma masraflarıyla katmerlenecek… Meyve ve sebze, yazında el yakıyordu ama şimdi daha çok mağdur olacaksınız… Haaa sakın kimse yakınmasın, kamera görünce feveran etmesin. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz…Herkese merhabalar olsun…
Bugün yazıma ehliyet konusuyla başlamak istiyorum… Umarım herkes biliyordur. Bir şeyi kullanmak için, devlet veya ilgili kuruluşlarca verilen vesikadır… Cezanın bile ehliyeti vardır. Cezai ehliyeti olmayanı, cinayet bile işlese yargılayamazsınız… Evinize gelen tesisatçıdan tutun, emlakçıya, şoföre kadar kimse ehliyeti olmadan iş yapma hakkına sahip değildir… Küçük bir aracı, aracı bırakın, iki teker motoru bile kullanmak için ehliyet gerekliyken, niçin en önemli konumuz da memleketi emanet edeceklerimizi seçerken oy verme ehliyeti aranmaz? Bu arada, kendisi gibi, fikirleri de güzeller güzeli kızımız Aysu Kayacı’ya kalbi selamlarımızı yollayalım… Ünlü düşünür Sokrates‘i de ihmal etmeyelim… Bir Gazi Yaşargil’i düşünün, birde kendisini k.. kılı gören başkasını düşünün… Gazi Yaşargil gibiler bir avuç ama diğerleri milyonlarca… Peki Sn. Hoca’mızı yöneteceklere kim karar veriyor? Efendim, çağdaş demokrasilerde böyle diyerek, kafamızı kuma gömemeyiz… Avrupa ve ABD de toplum kültürü homojen bir yapıya sahip. Tıpkı gelir dağılımında olduğu gibi, ya bizde… Bu konuyu zaman zaman işlemeye niyetliyim. Otomobil bile sürmek için ilkokul diploması gerekli, CB seçmek için, nefes almak yeterli… İşte sonuç ortada… Diğer meslektaşlarım gibi, siyasal linçten de korkmuyorum…
Bütün bu olanların gerçek hayata yansımaları var. Bu yansımalar da kendi kendimize, dokunulamaz, kelam edilemez ilahlar oluşturuyoruz… İşte örnek… Yeni Zelanda Adalet Bakanı, az bir alkol almasına rağmen, trafik kontrolüne takılıyor. Netice olarak, karakola götürülüyor. Dört saat orada tutuluyor, cezaları kesilip mahkemeye sevk ediliyor… İlk iş olarak da Bakanlıktan istifa ediyor. Bunu Türkiye’ ye uyarlayabilir misiniz? Bakanı bırakın MV’ine bile dur diyemezsiniz… MV geç, Genel müdüre, daire başkanına, parti başkanının yakınına bile gereğini yapamazsınız. Yapmaya çalışsanız da ancak teşebbüste kalır ve de size gereğini yaparlar… Sıradan bir kimse bile “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” silahına sarılır… İşte, O demokrasiler de olanı, bu yüzden, bize monte edemezsiniz. Kalibre dahi yapamazsınız…
Aysun Kayacı kızımızın adını geçirdik de Deniz Akkaya’dan bahsetmesek olmaz… Bizim neslin mankenleri bile feylesof. Sahi bu devirde öne çıkan var mı… Çağla Şikel derseniz, o da aynı kuşak. Çok akıllı davrandı, program sunmaya başladı. Bence başarılı da. Yoksa, Parsadanlarla, şunlarla, bunlarla bir müddet daha konuşulacaktı, sonra mı sonrası yok… Deniz Akkaya’nın, medeni cesaretini tebrik ediyorum. Memleket meselelerine yaklaşımını da kutluyorum. Bu memlekete gelmiş en büyük felaketin Kripto Kemal olduğunu haykırdı. Gerçi arsız ve yüzsüzün umurunda değil. O son görevinide yapmaya uğraşıyor… Eeeee, adama hamburgeri bedavaya yedirmezler. CHP, okyanus ortasında, makinaları stop etmiş gemi gibi. Ne olduğu ne olacağı kimsece bilinmiyor. Bilinen tek şey, ATATÜRK çizgisinden gittikçe uzaklaşıldığı… Bu durumlar neticesi, Kemalistler AKP’de toplanmaya başlarsa hiç şaşırmayın… Dün teğmendi, bugün üsteğmen yüzbaşı, binbaşı, yarın yarbay, albay, paşa derken bir de bakarsınız, Cem-i cümle orada… Kripto’nun da en önemli görevi gerçekleşmiş olur… Bir hamburgeri daha hem de “bigmac”ı hakeder…
Bizim Artist Sarı Ali gene ortaya çıktı… Hani şu yetkili memur sendikası başkanı olan var ya… Öyle bir esip gürlüyor ki sanırsınız sarı değil kırmızı Ali. Siz, siz olun sakın gaza gelmeyin. Bizler biliyoruz ama balık hafızalı halkımız için hatırlatalım. İki sene önce de aynı taktiği kullandı. Sonunda hükümetin teklifine bir puan ilaveyi, “Asrın Zammı” olarak ilan etti. Her iki senede bir ortaya çıkıp, neticede, hükümet ne derse kabul etmek, arkadaşın yegâne görevi. Hal böyleyken, kimse boş ümitlere kapılmasın…
İki abidik, bir gubidik bir de katil balina Mobidik, bugünlük de bittik ve de gittik… Hepiniz Allah’a emanetsiniz
Hoşçakalınız…