Kuzey Yarımkürede, uzun Temmuz’un arkasından bakakalacağımız, günler içindeyiz. Bir bir gelip gidiyorlar… Bizler bu rolün neresindeyiz… Ayların peşinden nelerimizi de yolluyoruz. Acı tatlı hatıralardan başka elimizde kalan bir şeyler var mı? Geriye dönük zaman makinamız olsa, kaç kişi kullanmak ister. Ülkede ne kadar insan son dönem yaşantısını tekrar etmek isteyebilir…Ben çok mahdut kişinin olaya olumlu bakacağı kanaatindeyim. Demek ki Ülkemiz iyi yönetilmiyor… Herkese merhabalar…
Dünyanın en şerefsiz para toplama şeklidir. Memleketimizde bunlara çok güzel bir isim takmışlar… Namert Vergileri… İşte bizim bütçenin neredeyse tamamı, bu şekilde oluşuyor… Yani zengini koruyan, fakiri, itip kakan… Holding sahibi, Memduh Bey de, sigaraya aynı vergiyi öder, asgari ücretli Durdu da aynı vergiyi öder. Memduh Bey üstelik daha avantajlıdır. Araba almak isterse, sene sonu en lüksünü alır, vergiden düşer, yani parayı bize ödetir… Ya garibim Durdu ne yapar? Eline geçmeden kesilen vergili ücretine karşılık aldığı her şeye bir daha vergi öder… Araba alacakken, fiyatının fazlasını devlete ödemek zorundadır. Avrupalı çağdaşının, bir lira ödediğine, üç lira ödeyerek sahip olabilir…
“Bizi karıştırma, sen kendi içinde hallet” Sistemi, her zaman olduğu gibi gene yürürlükte. Bu ne mi demek? Biz toplumun %5-6’sını temsil edip, milli gelirin % 60-70’ını elinde bulunduran kesim olarak senin ekonomine karışmayacağız. Hatta, sen gene bizim varlıklarımıza varlık katma görevini de ifa edeceksin… İşte böyle deniyor… Aklı kıt kesim “Yahu, yok böyle bir şey, kim diyor?” gibi kelamlar ederek, yalaka-maraba kültürünü ayakta tutmaya çalışabilirler ama, denmek istenen tamamen bu… Ben gene de zayıf da olsa, talimatla okunan gazetelerden başka şeyler de okuma kaçamağı yapan kimseleri de hesap ederek, olayı özetleyeyim… Siz, 35 TL ödeyerek aldığınız akaryakıtı kullanırsınız, onlar kullandıkları miktarı hatta, faturalandırıp almadıkları yakıtı bile masraf gösterip vergiden düşerler, yani size ödetirler... Üstelik, kotraları ve uçakları için kullanılan yakıtları da vergiden muaf olur ama garibim çiftçi, traktörüne aldığı mazota bir kuruş bile indirim alamaz… Onların, arabaları, evleri, diğer evleri hepsi şirket üzerinedir. Masraflarını gider olarak gösterirler, anlayacağınız, aldıkları domates bile masraf olarak işlenir… Lüks lokal veya kulüplerde yaptıkları gece alemleri bile, şirket yemeği, konuk ağırlaması vs. adlar altında gene sana ödetilir… Sen, pazarda otuz tezgah dolaşıp, domates nerede elli kuruş daha ucuz diye gezerken olur, bütün bu olanlar… Yıkadığın çamaşırın deterjanına astronomik vergi, KDV zammı gelir ama, mücevheratta bu oran sıfırdır… Siz hiç kur korumalı mevduatlardan, bir kereye mahsus, şu kadar vergi alınacak; ABD enflasyonu bile hesap edilen geçiş garantili yollara, şu kadar eksik ödenecek diye duydunuz mu? Yurt tahsis ederken bile aile gelirine uygun davranan devlet niye hep fakir fukaranın aleyhine çalışır…Niye, herkesin gelirine göre vergi alınmaz? Niye namert Vergileri yegâne kaynak olur? Niye? Niye? Ey vatandaş, bunları yazıyorum diye gaza gelip sakın ha, sızlanmaya “Ellerim kırılsaydı” muhabbetine girmeye kalkma. Benim yazmaya hakkım var, çünkü olacakları gördüm ve uyardım… Ama sen susacaksın, bütün ikazlara rağmen gidip oyunu bunlara verdin. O yüzden, oku ama ağzını açma, yani ağzını bıçak bile açmasın… Yaaa, benim güzel vatandaşım. Kimsenin umurunda değil, korkusu da yok, beş senelik yetki alındı. Dua et de insafa gelsinler, yoksa yamalı çamaşırını bile versen, onlar alacak bir şey gene bulurlar. Bilmem anlatabiliyor muyum? Sakın beş sene sonra görürler diye de ümitlenme… Seni çözmüşler… Son altı ay, domates diken adamım bostanından petrol fışkırır. Balık tutan adam, doğalgaz kaynakları görür derken iki düzmece videoya, bu sefer Bilo’ya veya Emita’ya tav olursun… Bizler gene yırtınırız, sizlere rağmen sizlerin hakkını savunmaya uğraşırız ama, nafile… Bu devirde ya paran çok olacak ya da aklın… İkisinden de mahrum olanların, Allah yardımcısı olsun…
Mahmut Abbas denilen bir yaş bakla geçenlerde utanmadan ülkemize gelerek, topraklarımızı kirletti… Kendisini, yaptığı ziyarette Doğu Türkistan konusunda Çin’e verdiği destekten dolayı iyi tanırsınız… Bu yüzden RTE gibi düşünmüyorum… Filistin diye bir devlet kurulamaz. Oralara derhal yahudi yerleşimleri kurulup bu çapulcular da bir yerlere kovulmalı… Uzun zamanlar terör yuvası olan bölgeler derhal İsrail’ce temizlenmelidir…
Yavaş yavaş derken, bayağı da hızlı olarak finale gelivermişiz. Ne yapalım, tamam onu yapacağız da başka bir şey daha var mı diye sağımıza solumuza bakmayalım mı? Hadi baktık, ne olacak… Her zamanki gibi sizler dinleyecek, bizler de yazacağız. Ne değişecek bilinmez. Leyleğin ömrünü tüketen “Laklak” bu yazının da kaderi olarak tarihteki yerini alacak… Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalın…