Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Flaş Tv’de katıldığı Haftasonu Haberleri Programında, 99. Yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyetimizin kuruluşu ve son siyasi gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan ve rejiminin açık bir şekilde Atatürk düşmanlığı yaptığını söyleyen Özdağ, “Ancak, Türk halkı Cumhuriyet ve değerlerimizin nasıl savunulması gerektiğini daha iyi anlıyor. Erdoğan’ın temsil ettiği bu projeye karşı çok sert tepki veriyor. Onun için biz Zafer Partisi olarak gelecekten umutluyuz. Türk gençliğinin Cumhuriyete, Atatürk’e olan sevgisi ve onun temsil ettiği milli değerler için mücadele etmesinden büyük bir gurur duyuyorum. İnşallah Cumhuriyetin yüzüncü yılında Türk devletini Türk milletine geri verecek, Sultanizm rejimini çöpe atacak bir sonuca ulaşacağız” dedi.
Bu sözler üzerine sunucu, “Aslında yüzyılın başına baktığımızda Saray’dan alınan halka geri verilmişti. Şimdi ise halktan alınıyor ve Saray’a veriliyor diyebiliriz. Geri dönüp baktığımızda Merkez Bankası kurulmuş Türkiye’nin yüzyılında, şimdi ise Merkez Bankası’nın içinin boşaltıldığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Özdağ, “Söyleyebiliriz diyorsunuz ama bunu sizin dışınızda söyleyen yok. Siz konuşurken bir an düşündüm. Acaba Türkiye’ye demokrasi mi geldi dedim. Televizyonlarda Erdoğan ve AKP rahat bir şekilde eleştirilebiliyor mu diye daldım. Demokrasiye geri mi döndük diye düşündüm. Hayır dönmedik. Haklısınız korkunç bir baskı rejimi var. Bir sansür rejimi var bu sansür rejimini daha da tahkim etmek istiyorlar. Sultaniz rejimi var. Buna Cumhurbaşkanlığı rejimi diyorlar ama değil bu bir Sultanizm rejimi. Anayasa’da verilmiş hakları bile tanımıyorlar. Mesela, Merkez Bankası alıyor-satıyor, değiştiriyor, ben ekonomistim diyor. Ekonominin durumu ortada. Bu devletin kurumsal yapısının tahrip olması ile ilgili ne yazık ki… Eskiden bir bürokrasimiz vardı bu bürokrasi iyi kötü çalışıyordu. Şimdi aynı aileden beş kişinin beşer görevden maaş aldıkları, işi gitmeden bankamatik memurluğu yaptıkları, belediye kaynakları ile doktora yaptıkları, ihale yasasında değişiklik yaparak kendi adamlarına işlerin verildiği, beşli çetenin zengin edildiği Türk halkının kaynaklarının soyulduğu bir dönemi yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Son dönemde de sanki batan geminin malları gibi Türk halkının elinde kalan son kaynaklara da büyük bir saldırı gerçekleştiriliyor. Ne yazık ki sadece bunları yapan sadece iktidarı değil, bütün bunlarla etkili bir şekilde mücadele etmeyen muhalefeti de eleştiriyoruz. Bize, ‘neden muhalefeti eleştiriyorsunuz’ diyorlar.
Seçimlere giderken seçmen ithal ediyorlar. Suriyelilere, Iraklılara, Mısırlılara, Afganlara, Libyalılara vatandaşlık veriyorlar. Sade İstanbul’da 180 bin sonradan vatandaşlık alan yabancı oy kullanacak. İstanbul’da on milyon seçmen var. İmamoğlu, kaç oy farkla kazandı biliyor musunuz? 14 bin oyla kazandı. 180 bin büyük bir rakam. Türkiye’de 740 bin yabancı seçmen tespit edildi. Türk milletinin elinden egemenliğinin de alınmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz.” diye konuştu.
Zafer Partisi olarak Cumhuriyetin kuruluş esaslarını dikkate alarak bir program hazırladıklarını belirten Özdağ, “ Bu program nedir? Neo liberal ekonomiden üretim ekonomisine geçen devletin, parlamenter demokrasinin sentezlediği bir program. Ama bu programı gerçekleştirmek için, İstiklal Harbinde olduğu gibi, istilayı durdurmamız gerekiyor. Türkiye bugün Yunan Ordusu ve onu destekleyen emperyalist güçler tarafından istila edilmiyor. Kavimler Göçü gibi milyonlarca insan Türkiye’ye sokuluyor. Milyonlarca insanın gerçekleştirdiği bir istila var. İstanbul’da günde kaç kişi ikamet almak için başvuruyor biliyor musunuz? 2 bin 500 kişi. İnanılır gibi değil. Sayıları her geçen gün artıyor. Sorun olarak karşımıza çıkıyorlar” dedi.