Aynı sayıdan oluşan günden yani 11 Haziran’dan sesleniyorum. Niye yalan söyleyeyim böyle günler , Ayın 22 si de dahil , hoşuma gidiyor. Bana farklı bir motivasyon yüklüyor , tabi ki pozitif olarak. Hepinize Merhabalar…
Bu Devlet kendi kendine bu durumlara gelmedi. Her müspet şeyin arkasında , ejdadımız (!) Osmanlı’ nın oluşunu inkar edemeyiz… Eğer Devletimizin en önemli gelir kaynaklarından biri olan tekel mamûlleri dediğimiz , içki ve tütünün payı önemliyse , birilerine ne kadar dua etsek azdır… Bir insan düşünün , kendi ” Rom ” içmesine rağmen , ileriyi görerek , çok büyük bir gelir kaynağımız olan ” Rakı ” fabrikalarını kuruyor , onlar ki şu an bütçemizin temel direği… 40 tl. cıvarına mal olan bir litrelik mal 500 tl ye satılarak , Devlet’ in Diyanet İşleri Başkan’ ının , hocalarının , memurlarının , MV. lerinin , CB’ ının maaşları ödeniyor… Aynı kişiyi düşünmeye devam edin. Sıradan vatandaş için rakıyı bola saça üretiyor ama elitleri de yabana atmıyor. Musevi kullarından Alatini’ ye de , şampanya fabrikası kurduruyor… Bu kuluna bir değil , iki değil üç kere nişan takarak ödül vermeyi de ihmal etmiyor… Daha önceki bir yazımda , detaylı yazmıştım , istanbul bıçkınları , zamparalarıyla ilgili hizmetleride yabana atılamaz. Bir zamanlar Madam Manukyan’ ın vergi rekortmeni olduğu düşünülürse , hizmetin ne denli önemli olduğu da ortaya çıkar… Bir kısmınız tanıdı ama çoğunluğunuz bilmiyor. Kim mi bu mubarek zat… Cennet Mekân efendimiz Abdûlhamit Han Hazretleri… Yakın zaman siyasi tartışmalarının içine dahil olunca , kısaca bahsetmekte fayda var diye düşündüm… Buraya kadar bir problem yok , mesele sonrasın da. Soruyorum sizlere. Bir kişinin Cennet Mekân olmasına kim karar verir. En cahiliniz bile ” Allah ” der… Peki Cenab-ı Allah’ ın Cennetle müjdeledikleri arasında bu Sultan’ ımızın ismi var mı… Ben yok biliyorum… O zaman bu sıfatı yakıştıranlar ” Şirk ” içinde olmuyorlar mı. Ne dersiniz…
Gelelim , istismarı yapılan ve gündeme taşınan başka bir konuya. Daha önceki yazımda bu konuya girmemiş , ” Başka bir zaman ” diyerek , esasında geçiştirmiştim. Bu ne sevinilecek ne de açık bulduk diye çullanacak bir durum. Ama görüyorum ki yanıltma son hızla devam ediyor. Bu yüzden gene de teferrüata girmeden bir iki örnekle yetinelim… Tunus bu Rom’ cunun döneminde , Fransa himayesine geçti… Balkanlar elimizden çıktı. Bulgar Prensliği dahil birçok devlet oluştu… Daha fazla bilgiyi MSB lığı sitesinden öğrenebilirsiniz… Bu , Rakı ve şampanya tedarikçisinin kabinesinde , Ermenistan milli hükümetinde ki kadar ermeni nazır ( Bakan ) bulabilirsiniz… Türk’ ü kabûl etmeseler , hor görseler de gene ejdat benim ejdatım. Bu yüzden yeter diyorum. Son lafım ” Cennet Mekân ” tespitçilerine… Düzeltilmiş ve geliştirilmiş son liste yayınlandı mı…
Yüzünün nuru gitmiş , istismarcılar hiç utanmadan hiç sıkılmadan gene aynı yalanın arkasına sığınıyorlar… Cami de içki yalanı , gene temcit pilavı kadrosundan gündemimize dahil oldu… Bir kaç güne ” Bunlar Camileri ahır yaptılar ” da en eski kadrolu yalanımız olarak , siz sevgili kardeşlerime bilmem kaçıncı kere servis edilebilir… En çokta ” Fantezi Ustası ” O kızımızı merak ediyorum. Hani çok değerli bir belediye başkanımızın gelini vardı ya , hatırladınız mı… Kızcağıza , üstü çıplak , deri kıyafetli azgın gürûh neler yapmıştı… O zamanın Başbakanı , görüntüler elimde , yayımlatacağım diyip , sonra da Ülke’ yi düşünüp , muhtemel galeyanı önlemek için servis etmemişti… Ama seçimlerin kaybedilme riski yüzünden , geciken yayın gerçekleşebilir… İşin aslına bakarsanız ben de merak ediyorum…Reyis’ im , lütfen piyasaya sürün , size dil uzatanlar da perişan olsunlar…
İşin , nihai aslına bakarsanız ,Türkiye’ nin hiç bir problemi yok . Tek problemi var. Onun adı da RTE.. Bu ufak meseleyi çözdüğümüz zaman herşey domino etkisiyle yoluna girecektir. Bir ihtimale karşı ,Kasım Ay’ ı veyahut en son Haziran’ da sıkıntılar ,İnşAllah bir daha gelmemek üzere tarihe karışacak…
Bu zatın devleti alt üst eden yaklaşımlarından birini , geçtiğimiz günlerde malesef yaşadık. İbret ve hayretle defalarca , asparagas mı diye araştırdım ama üzülerek söyliyeyim ki , doğru… Beyefendi , imâda bulunması bile doğru olmayan bir konuda , yüksek yargıya ayar verdi… Görevi, yolsuzlukları , usûlsüzlükeri araştırmak olan kuruma ” Açık bulmak için uğraşmayın ” dedi… Onlar sormadı ama ben sorayım. Sayıştay’ın görevi nedir. Her ne yapılırsa yapılsın , tasdik etmek midir…Yani kısaca ” Dilsiz Şeytan mı ” olun deniyor. En üst perdeden denetim yapan kuruma aleni olarak böyle deniyorsa , varın uhdemizde olan Devlet sistemi içinde ki unsurlara kimbilir neler denir , pardon talimatlar verilir… En basitinden , Teftiş Kurulları lağvedilebilir. Müfettişlik kadroları iptal edilebilir , veya açık buldular diye cezalandırılabilir… Peki bu iş ve beklenen davranışlar zinciri , kimin işine yarar… Bir defa ,dürüstlüğüyle Dünya’ ya nam salmış , Reyis’ imizi hiç alakadar etmez de , niçin böyle bir yola gidilip şer ve dış güçlerin eline koz verilir…
Sokakta ki simitçinin bile ” Faizleri daha da düşüreceğiz ” lafını duyan kurların nasıl azacağını bilmesine rağmen , kitap yazarımızın bilmemesi mümkün mü… Bence bütün olaylar , ” Kazan dibinin sıyrılması ” sistemi çerçevesinde cerayan ediyor… Reyis’ in metin yazarları durumu biliyor. Böylece konuşma öncesi ve sonrası arasında yerine göre %10-20 lik artışlar değerlendiriliyor. Yani 10-15 dakika içinde milyarlar zahmetsizce ceplere iniyor… Bu olayı başka bir şekilde izah edebilirmiyiz…
Kazan dibi sıyırma projesi çercevesinde sessiz sedasız ilerleyen başka bir olay daha var. Bilhassa Ankara ve İstanbul’ da ki hazine taşınmazları , isteyenlere satılacakmış… Bu satışlarda nasıl bir tercih uygulanacak… İlçe teşkilatları referansı yeterli olacak mı… Yoksa herhangi bir vakfa bağış mı gündeme gelecek… Görüyorsunuz değil mi Şeytan asla boş durmuyor… Olsun biz sürekli kulvuAllahû okuyarak işi çözeriz…
Bir Datça sevdalısı olarak , beni çok üzen olaylar malesef ; istemesekte , cereyan ediyor. Dünya cennetinin bakir koyları , bilmediğimiz kişilere satılıyor. Yarın bir gün Bodrum’ a dönersek hiç şaşırmam. Betonlaşma katsayısı fazlaca artmış görünüyor…
Geldik finale… Venezuella Devlet Başkan’ ı Maduro hoşgeldin, Ülke’ mize. Sefalar getirdin. Başka neler getirdin bilemiyorum. Kokain’ in en meşhur madde olduğu Ülke’ den İnşAllah bu zehri Yurdumuza taşımamışsındır. Bana kalırsa , diplomatik teamüller bir kenara bırakılarak uçak didik didik aranmalı… Pandeminin en şiddetli döneminde , bir poşet dolusu maskeyle yardıma koşan Erkam Evladımıza ne getirdi , Onu ayrıyeten merâk ediyorum…
Çomak elimizden, arının deliğine doğru yöneldi. Bu da artık ortadan kaybol anlamına gelir. Hepiniz Yaradan’ a emanet olun. Hoşça kalınız…