Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sevda Özbek, basın toplantısında konuştu. Ekonomik krizin sosyal etkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
KADINLARIMIZ ÜMİTSİZ GİRDİĞİ PAZARDAN, AĞLAYARAK ÇIKIYOR
Özbek: ‘’Her hafta İstanbul’un pazarlarını geziyorum. Yoksul kadınlarımız ümitsiz girdiği pazardan, ağlayarak çıkıyor. Tabii, akşam pazar kapanışında geliyor kadınlarımız pazara, fiyatlar belki daha ucuzlar diye. Geçen hafta bir annemizle konuştum pazarda. ‘100 lira ile geldim pazara kızım. Ne alacağımı bilemedim. Sabah okula giden çocuğuma 10 TL veremedim dedi.’ Ayağındaki terlik yırtıktı. Ve ağlıyordu anlatırken. Pazar poşetleri boş. 4 kişilik bir ailenin alabildiği tek balıkla doymaya çalıştığı, pazara 100 TL ile çıkmak zorunda kalan ve hiçbir şey alamayan bir kadının ‘her şeyde gözümüz kalıyor ama alamıyoruz işte’ dediği yoksulluk evresinde milletimiz. ‘’
Yoksulluk Kadınlarımızı Sadaka Ekonomisi ile Mağdur Ediyor.
‘’Kadınlarımız korkulu, kadınlarımız kaygılı, kadınlarımız ümitsiz. Peynirin kilosunun 200 TL’yi geçtiği, 1 litre sütün 25 TL olduğu bu günlerde, anneler evlatlarına süt, yoğurt ve peynir alamıyor. Türk çocukları gelişimleri için ihtiyaç duyduğu kalsiyumdan mahrum büyüyor. Yoksulluk kadınlarımızı sadaka ekonomisi ile mağdur ediyor. Açlık sınırı 7786 TL olmuş, asgari ücreti 10.000 TL yaptığınızda o ailede yoksulluk bitecek mi? Kadınlarımız; Ev işi, çocuk bakımı, çalışma, yaşlı bakımı derken, hayatlarının her geçen gün daha zorlaştığını ve endişe düzeylerinin sınır seviyesinde arttığını görüyoruz. Ailelerine yeterince ekonomik destek olamadıkları için suçluluk duyuyorlar. İnsanlar işsiz, atanamıyorlar, büyük maddi sorunları manevi sorunlarını tetikliyor. Psikolojik şiddeti körüklenen insanlar birbirlerine zarar veriyor. Birçoğu çaresizlik içinde intihara sürükleniyor. Sonuç; sadece gayri safi milli hasılamız değil, huzur hasılamızda yerlerde anlayacağınız. ‘’
Yoksullukla Öldüremediğin Bu Büyük Halk Seçim Sandığında Seni Tahtından İndirecek.
‘’Büyük Türk milletine; ‘Porsiyonları küçültün, 3 domates yerine 2 domates yiyin, harcamayı azaltın ve doğalgaz derecelerini bir iki derece düşürün’ diyen saray sultanı, 1150 odalı sarayı, 1000 araçlık konvoyu, 1000’lerce koruması, 17 uçağı ve milyonlarca liralık temsil ağırlama giderlerinden neden tasarruf etmiyor. Çünkü tahttan ineceği dönmez yola girmiş bir kere, çıkamaz. Yoksullukla öldüremediğin bu büyük halk seçim sandığında seni tahtından indirecek.’’
Hala Göç Bakanlığı’ndan Bahsediyorsunuz.
‘’Çakma muhalefet ne yapıyor bu arada. Göç Bakanlığı kurma çalışmaları. Millet ittifakının Suriye Büyük Sorumlusu Davutoğlu vermiştir herhalde bu fikri. Büyük Türk Milleti’nin şu an yaşadığı yoksulluğun en büyük sebebi sığınmacı ve kaçaklardır. Annelerimiz çocuklarımızın temel ihtiyaçlarını alamaz iken, 144 milyar dolar para harcadık sığınmacı ve kaçaklara. Her bir Türk bireyinin cebinden 31.000 TL çıkmış. Sordunuz mu kardeşim vatandaşa, rızan var mı, verelim mi diye? Millet rızasıyla çocuğuna 10 TL harçlık veremiyor okula gönderirken. Hala Göç Bakanlığı’ndan bahsediyorsunuz. ‘’
Hayat Pahalılığı, İnsanları Asgari Geçim Düzeyinin Altında Yaşamaya Mahkum Etti.
‘’Türk insanı işsiz, Türk gençliği işsiz. Hatta emekliler bile çalışma çabası içine girmiş. Türk milleti gelirini kaybediyor. Alın terinin karşılığını zaten alamıyor. Devasa enflasyon karşısında artık direnemiyor. Hayat pahalılığı, Suriyelilere aktarılan kaynaklar ve sarayın pervasız harcamaları güzelim ülke insanının bütün ayarlarını bozdu. Türk halkı beslenemiyor, doymaya çalışıyor. O da pazara akşam giderse. Büyük Türk milleti mevcut düzen yüzünden kredi kartı, tüketici ve ihtiyaç kredileri ile ayı geçirmeye çalışıyor. Milleti borç batağıyla bankalara köle ettiler. Hayat pahalılığı, insanları asgari geçim düzeyinin altında yaşamaya mahkum etti. Saray sultanı ile birlikte 5’li çetesi her gün zenginleşirken, yoksulluk çeken halk hayat mücadelesini kaybetmek üzere. ‘’