Sevgili okurlar, Dersim polemiği ustaca tasarlanmış bir AKP sanal kurgusu olarak hem toplumun hem de CHP’nin önüne kondu. Sanal kurgular hazırlamakta ve bu kurgularla kamuoyunun dikkatini istediği yöne çevirmekte maharetli olan AKP’li siyaset kurucular ciddi bir başarıya daha imza attılar.
III. Reich Almanyası’nın Propaganda Bakanı olan Goebbels’i bile çırak bırakacak politik kurgulara imza atan AKP’li siyasilerin en büyük yardımcıları olan yandaş medya mensuplarının da yazdıkları yazıları ve ekranlarda gösterdikleri performansları yabana atmamak gerek.
Suriye gerilimi ve bu gerilimde Türkiye ye biçilen rol, sonrasında İran’ın hizaya getirilme işi, kendini kış ayazı misali hissettiren ekonomik kriz ve bu krizin derinleşen ve acı vermeye başlayan durumu; İmralı-Kandil-Yenimahalle hattında gizliden gizliye yürüyen müzakerelerin belirli bir olgunluğa ermesi gibi her biri birer Tahrirlik ve krizlik mesele dururken Dersim’e, Seyit Rıza’ya takılmak ve CHP ile Devlet özrü arasında debelenmemiz gerçekten trajik bir durum. Tıpkı meleklerin cinsiyetini tartışan Bizanslıların acınası hali gibi.
Yaşadığımızı bu politik sanal gündem arasında sevgili okurlar, gerçek hayata bakmak gerçekten zor. Hele akıl melekesini kullanarak sağlıklı akıl yürütmek ve serinkanlı bir duruş göstermek ise imkânsız.
Özür modası peşine takılırsak ve tarihi vakalarda mazlum zalim, özür dilenen özür dileyen, aklar karalar aramaya başlarsak işin içinden çıkamayız ve tarihi vakaların içinde çırpınan küçük sivrisineklere döneriz.
Bakın tarihi vakalara yaklaşımız Dersim olayında olduğu gibi bir patolojik hal alırsa bakın şu durumlar çıkar.
Kerbela trajedisinde zalimler kimlerdir mazlumlar kimler? Yezid ve Emeviler adına, bu büyük trajik olaydan dolayı kim ya da kimler özür dileyecektir? Kimler bu özrü kabul edecektir?
Kuyucu Murat Paşa’nın katlettikleri insanlar adına Devlet mi özür dileyecektir yoksa Sünni geleneğin temsilcisi ve Osmanlının torunu olarak iftihar eden gelenek mi?
Peki Fatih Sultan Mehmet Han’ın yurtlarından zorla göç ettirip bir kısmını yollarda ziyan ettiği ve tam bir trajediye dönüşen Karaman Türkleri içinde devlet özür dileyecek mi?
93 Harbinde acemilik ve dirayetsizlikler gösterip elinin altındaki orduları Plevne de şanlı bir direniş gösteren Gazi Osman Paşa’ya göndermeyip Balkan coğrafyasının büyük bir kısmını Ruslara teslim eden ve milyonlarca, evet milyonlarca Türk’ün büyük acılar çekmesine sebep olan II. Abdülhamit adına kim özür dileyecek?
Bakın bu özür dileme işini biraz daha ileri götürelim ve Kabil ile Habil’in insanlığa bıraktıkları trajik mirasa bakalım. Şimdi sizlere tüm samimiyetimle soruyorum sevgili okurlarım insanlık olarak hangileriniz Habil’in temsilcisi olarak özürler bekleyeceğiz hangilerimiz Kabil’in torunları olarak özürler dileyeceğiz?
Dersim kurgusunda Başbakan, AKP’li siyasiler ve bu cenahın kalemşorları 1946 öncesi devlet’in tek partisi olan CHP ile günümüz CHP arasında bağ kurmak ve olayı bu şekilde geniş kitlelere aktarmak mantıklı tarihi çıkarımlar yapabilen her Türk’e hakaret niteliği taşımaktadır.